Dünya üzerinde Mars gezegenine en çok benzeyen yer neresi sizce? Evet, doğru cevap Wadi Rum. Hala dünyada olmanıza rağmen, kendinizi başka bir gezegendeymiş gibi hissetmek için en doğru yer. O zaman kemerlerinizi bağlayın. Çünkü Dünya’nın Mars’ına gidiyoruz.

Wadi Rum
Wadi Rum

Ürdün’ün en çok ziyaret edilen yerlerinden bir Wadi Rum. Neden mi bu kadar popüler? Çünkü Dünya gezegeninde, Mars’a en çok benzerlik gösteren yer burası. Hatta, Mars temalı bir filme set olacak kadar benziyor Mars’a. Kendinizi bambaşka bir gezegende hissetmek isterseniz, adres belli.

Ürdün’e yapacağınız bir seyahat, Wadi Rum’a uğramadıysanız eksik demektir. Bedevilerin hala yaşamlarını sürdürdükleri bu eşsiz çölde unutulmaz maceralar yaşamaya hazır olun.

Resmen çölün ortasında bir vaha gibi. Hani çöl deyince aklımıza gelen uçsuz bucaksız kum tepeleri vardır ya, işte Wadi Rum öyle değil. Onu farklı kılan, kırmızının her tonundaki kumları ve rüzgarların şekil verdiği dev kaya parçaları.

Wadi Rum Hakkında

Wadi Rum, Ay Vadisi anlamına geliyor. Ürdün’ün en büyük vadisi olan Wadi Rum, kumtaşı ve granit kayalardan oluşuyor. 2011 yılından beri de UNESCO Dünya Mirası listesinde.

Tarih boyunca pek çok uygarlık burada yerleşim kurmuş. Bunlardan en önemlisi Nebatiler. Öyle ki, Nebatiler burada, kayaların arasındaki mağaralara, yazıtlar ve duvar resimleri bırakmışlar. Yani arkeolojik olarak da oldukça değerli bir bölge.

Şuanda milli park olarak koruma altında. Burada öteden beri var olan bedevi yaşam tarzı, hala etkisini göstermeye devam ediyor. Zaten bu çölü gezebilmeniz için, yanınızda mutlaka bölgeyi iyi bilen bir bedevinin, size eşlik etmesi gerekiyor.

Bedeviler

Aslında Bedevi dediğimiz insanlar, Sahra Çölü’nden, Arap Çölü’ne kadar uzanan bölgede göçebe olarak yaşayan Arap Kabileleri. Dolayısıyla bu bölgede de bir zamanlar Bedeviler yaşamış. Şimdi geçmişteki gibi bir yaşam sürmüyorlar. Ama bu bölgede hala varlıklarını sürdürüyorlar.

Günümüzde Ürdün sınırları içinde yaşayan Bedeviler, genelde Wadi Rum yakınlarında yaşıyorlar. Fakat eskisi gibi çölün ortasında bir yaşam sürmüyorlar. Yine de hala en büyük geçim kaynakları bu uçsuz bucaksız kızıl çöl.

Milli Park sınırları içerisinde, kendilerine bir köy kurmuşlar. Bedevi aileler, hayatlarını bu köyde sürdürüyor. Köyün içerisinde yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli şeylere ulaşabiliyorlar. Elektrik ve suya sahipler. Hatta market ve okula bile sahipler. Bedevi çocuklar, köydeki okullarında eğitim görüyorlar. Ürdün’de bu tarz köy okullarında görev yapmaları için öğretmenlere inanılmaz bir teşvik var.

gün batımı
gün batımı

Bedeviler doğup büyüdükleri yere ve yaşam tarzlarına çok bağlılar. Üniversite çağına gelen ve büyük şehirlere okumaya gidenler, eğitimlerini tamamladıktan sonra geri dönüp, alıştıkları yaşamı burada sürdürüyorlar.

Çölün derinliklerinde, bu köyde yaşayan bedevilerden bazılarına ait deve çiftlikleri var. Ya da turistler için bedevi kampı tesisleri. Bütün gelirlerini buraya gelen turistlere sundukları konaklama ve aktivite imkanlarından, ya da deve üretiminden kazanıyorlar. Her gün yüzlerce turist Wadi Rum’ı ziyerete geliyor ve bu bedevilere kazanç sağlıyor. Ama yine de bu zor coğrafyada hayatta kalmak hiç kolay değil.

Bazı bedevi kampları çölün çok içlerinde. Öyle ki, altyapının ulaşabileceği mesafede bile değil. Dolayısıyla su, periyodik aralıklar ile tankerler vasıtası ile geliyor. Elektrik sağlayabilmek için jeneratör kullanıyorlar. Deve çiftliklerine de aynı şekilde develer için tankerle su geliyor. Develer sürekli su ihtiyacı duymadıkları için, uzun zaman aralıklarıyla gelen yüzlerce litrelik suyu, tek seferde ve dakikalar içinde tüketiyorlar. Develer, bu çöllerin hazinesi. Onlar olmadan burada yaşam çok daha zor olurdu.

Çöl Deneyimleri

İlk çöl deneyimimiz olacağı için inanılmaz bir heyecan ile yola çıktık. Petra’dan yola çıkışımızı, Wadi Rum’daki bedevi kampımıza vardığımızda gün batımı izleyebileceğimiz bir saate göre ayarladık. 114 kmlik yolunuz boyunca, cayır çöl sıcağı altında, Ürdün’ün otoyollarında araç kullandık.

Wadi Rum’a yaklaştıkça, çöl kumunun rengi değişmeye başladı. Kırmızının bin bir tonunu görmeye başladık. Ayrıca etrafımızda gittikçe yükselen kırmızı renkli kayalar da belirmeye başladı. Üstelik bunlar henüz milli parka giriş yapmadan önce görüp bizi heyecanlandıranlar. Kim bilir içerilere daldıkça, neler göreceğiz diye heyecan içinde Wadi Rum’a giriş yaptık.

Milli Park’a giriş, eğer Jordan Pass var ise ücretsiz. Jordan Pass ile ilgili detaylı bilgi için Ürdün turuna hazırlık yazıma mutlaka göz atın.

Milli parka giriş yaptıktan sonra, bizi bedevi kampımıza götürecek olan rehberimiz ile yazışıyor ve aracımızı park edip, cipe binmek üzere bedevi köyüne doğru ilerliyoruz. Bizi kampa, arka kasasının üzerine gölgelik çakılmış, kamyonetten bozma bir cip götürecek. Bu acaba yolda kalır mı diye tereddüt etsem de, araç bizi yarı yolda bırakmadı ve 1 saat içinde kampımıza vardık.

Kampa varana kadar eşsiz manzaralar içerisinden geçerek ilerledik. Dev kızıl kayalar ve kızılın her tonundaki kumlar, çöl bitkileri ve develer bize yol boyu eşlik etti. Kampa yaklaştıkça, telefon ve internet gittikçe azaldı. Bunlarla birlikte etrafta vızır vızır dolanan araçlar ve develer de bir süre sonra yok oldular. Çünkü kaldığımız kamp, çölün baya içlerinde ve medeniyetten oldukça uzaktı.

Wadi Rum’da gece

Bedevi kampına varış saatimiz, tam gün batımı zamanına denk geldiği için akşam yemeğine kadar uzun bir yürüyüş yapma şansımız oldu. Gün batımının kızıllığının, çölün kızıllığına karıştığı inanılmaz bir deneyim yaşadık.

Bedevilerin bizim için hazırladığı yemek ise inanılmaz lezzetliydi. Çölde bu kadar iyi bir yemek yemeyi beklemiyorduk. Kızgın çöl kumunun içine açılan çukurların dibine köz koyuyorlar. Bu közün üstüne 3 katlı katlı ızgaralara pişme süresine göre yerleştirdikleri kırmızı et, tavuk ve sebzeleri koyuyorlar. Kırmızı et ve tavuğu ise baharatlı özel bir sos karışımına buluyorlar. Yemeği kuma gömdükten sonra, kızgın çöl kumu ve köz ile 4 saat boyunca pişmesini bekliyorlar. Yemeği topraktan çıkardıktan sonra da en az yemeğin kendisi kadar lezzetli bir salata ile servis ediyorlar. Hayatımda bu kadar iyi çok az yemek yemişimdir. Çölde yediğim o yemeğin tadı gerçekten hala damağımda.

Yemek faslı bitince, bedeviler kendi köşelerine çekilip uyuklamaya başlıyorlar. Biz de dolunayın aydınlattığı çölde gece yürüyüşüne çıkıyoruz. Hiç bir yapay ışık olmadan, sadece ay ışığı ile yol bulmak inanılmaz bir deneyim.

Çölde gündüz ne kadar sıcaksa, gece de o kadar soğuk. Battaniyelerimize sarılarak, kumlara uzanmak ve sayısız yıldızı izlemek de en az ay ışığı ile yönümüzü bulmak kadar eşsiz bir deneyim.

Fakat bu çöldeki en güzel şey gecenin sessizliği. Sessizliğin, hiçliğin böylesini daha önce deneyimlememiştim. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı, anlatmakla karşı tarafa aktarılamayacak kadar güzel bir sessizliği var Wadi Rum çölünün. Buraya sayfalarca yazsam da, yaşamadan anlaşılacak bir şey değil.

Konaklama

Wadi Rum, gitmişken en az 1 gece kalınması gereken bir yer. Ama bana 1 gece yetmedi. Bu yüzden Akabe’de geçirmeyi planladığımız 3 geceden kesinti yaptık. Dönüş yoluna geçmeden önceki son gecemizi Akabe yerine Wadi Rum’da başka bir bedevi kampında kalarak değerlendirdik.

Wadi Rum’da tamamen sizin beklentilerinize göre değişen fiyatlarda ve imkanlarda konaklama seçenekleri var. Eğer konfor ve rahatlık arayışındaysanız, kesinlikle bizim kaldığımız tarzda bedevi kamplarında kalmayın. Bizim tercihimiz, yerel deneyimler olduğu için, biz konaklama seçimimizi hem en ucuz hem de en az imkana sahip kamptan yana kullandık ilk gece için.

İkinci gece için ise biraz daha kendimize konfor alanı yaratacağını düşündüğümüz bir teri seçtik. Fakat ilk geceki yerel deneyimin yanına yaklaşamazdı.

Eğer siz de bizim gibi bir bedevi kapı deneyimi yaşamak isterseniz, imkanların en az olduğu ve mümkünse çölün derinliklerinde bir kamp seçin. Çünkü köy ve şehirlere yakın olan kamplar ne size gece sessizliği ne de ay ışığı ile aydınlanmış bir çöl sunuyor. Medeniyete yakın kamplardan, geceleri şehir ışıkları bile görünüyor. İkinci gece kaldığımız kamp böyle bir yerde olduğu için, ben ilk geceki kampın tadını alamadım.

Aşağıda 3 farklı bütçeye uygun 3 farklı Wadi Rum kampını sizinle paylaşıyorum. Eğer kısıtlı bütçe ve maximum deneyim diyorsanız kesinlikle düşük bütçeli seçeneği seçin.

Düşük Bütçe

Biz Oasis Bedouin Camp’ı seçtik. Bu bizim ilk gece kaldığımız ve çok beğendiğimiz kamptı. Bu linke tıklayarak tesisi ve fiyatları görebilir, rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Düşük bütçe bedevi kampları ile ilgili bilmeniz gereken şey şu…İlla seçtiğiniz kampta kalmayabilirsiniz. Çölün içindeki kampların hepsinde imkanlar birbirine yakın koşullar sunuyor. Zaten kamp sahiplerinin hepsi aile gibiler. Rezervasyonları siz bir kamp için yaptığınızı düşünüyor olsanız bile aslında aynı kalibredeki başka bir kampa götürülme ihtimaliniz de oldukça yüksek. Ama dediğim gibi bu düşük bütçeli kampların hepsi çölün ortasında ve size gerçek bir bedevi deneyimi yaşatacak.

Bu kampların çoğunda, tuvaletler ve duşlar ortak kullanımlı. Kampa ulaşım için cipler kullanılıyor. Köyden deve ile ulaşabileceğiniz mesafede olmuyor çoğunluğu.

Orta Bütçe

Bu ise bizim ikinci gece için seçtiğimiz kamp. Jamal Rum Camp, diğer kampa göre medeniyete daha yakın. Biz gittiğimizde yoktu ama şimdi yeni eklenen Mars çadırları ile biraz daha lüks hale gelmiş. Bu linke tıklayarak müsaitlik ve fiyat bilgisini görebilir, rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Bu kamplar medeniyete yakın olması sebebiyle bana istediğim gibi bir bedevilik deneyimi yaşatmadı. Ama bunların güzel yanı köyden develere binerek ulaşım sağlanabiliyor olması. Yani çölde deve safarisi için ayrıca zaman ayırmanıza gerek kalmıyor. Kampa gidişinizi ekstra ücret ödeyerek deve ile yaparsanız, bu size zamandan da tasarruf ettirecektir.

Fakat dediğim gibi bu kamplardan gece şehir ışıkları bile görünüyor. O yüzden bana pek çölün ortasındaki hiçlik duygusunu yaşatmadı.

Yüksek Bütçe

Burada linkin paylaşacağım tarzda yerler artık bedevi kampı mantığından çıkmış, çölde lüks deneyimi kategorisine giren yerler. Panoramik tavanlı, klimalı ve duşu tuvaleti oda içerisinde olan yerler. Daha çok çöl ortasındaki tatil köyü mantığında. Müsaitlik durumu ve fiyat bilgisi için bu linke tıklayabilir ve çıkan sayfadan rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Aktiviteler

Wadi Rum’da bence en güzel aktivite, gece çöl yürüyüşlerine çıkmak ve sessizliği dinlemek.

Ama eğer bunlar size yetmiyor ise, Wadi Rum’da yarım ve tam günlük olmak üzere turlar düzenleniyor. Wadi Rum sınırları içerisinde, rüzgarın şekillendirdiği ilginç kaya oluşumları var. Bunları görebileceğiniz cip safari turları ve birkaç saatlik deve safarileri, Wadi Rum’da yapabileceğiniz en verimli aktiviteler.

Bunlarla birlikte Sandboard veya kaya tırmanışı gibi başka alternatifler de var.

Wadi Rum
Wadi Rum

Aktiviteleri, kaldığınız kamptan temin edebiliyorsunuz. Kaldığınız kamp ile gitmeden önce iletişime geçerseniz, aktiviteler konusunda sizi yönlendireceklerdir.

Ne yaparsanız yapın, ama pazarlıksız hiç bir aktivite fiyatına evet demeyin. Sıkı pazarlık Ürdün’de en önemli kuraldır. Yoksa inanılmaz kazıklanır ve çok yüksek fiyatlar ödersiniz. Sonra “Ürdün çok pahalı” diye ağlamayın. Pazarlığı sıkı tutun.

Wadi Rum’a ulaşım

Maalesef, Wadi Rum’a ulaşmak pek kolay değil. Ürdün’de ülke için taşımacılık kavramı pek gelişmiş değil. Dolayısıyla araç kiralamak zamandan ciddi tasarruf ettirir. Ama maddi olarak büyük külfettir.

Araç kiralayacak bütçeniz yoksa, Akabe ya da Amman’dan yerel turlar satın alarak Wadi Rum’a ulaşabilirsiniz. Bu biraz daha uygun fiyatlı bir seçenek olacaktır ama size zamandan tasarruf sağlamaz.

Son olarak yine Akabe veya Petra’dan taksiler ile anlaşıp, sizi Wadi Rum’a götürüp geri getirmelerini sağlayabilirsiniz. Fakat bu seçenekte taksicilere ne kadar güveneceğiniz size kalmış. Ayrıca pazarlığınızı sıkı tutmayı burada da unutmamalısınız.

Diğer tüm yazılarımız için bu linke tıklayabilirsiniz.

Wadi Rum ile ilgili tüm diğer sorularınızı yorum olarak yazabilir, aşağıdaki butona tıklayarak bize mail atabilir ya da bize sosyal medya hesaplarımızdan DM yoluyla ulaşabilirsiniz.

2 Responses

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *