Ürdün masal gibi bir ülke. Kızıl çölleri, turkuaz denizleri, ilginç kanyonları ve antik kentleri ile tadına doyamayacağınız deneyimler sunuyor. Petra Antik Kenti tek başına Ürdün’e gitmek için kocaman bir sebep. Biz de herkes gibi onu görmek için çıktık yola. İyi ki de çıkmışız.

Petra Antik Kenti bizim hayatımızda gördüğümüz tartışmasız en güzel yerlerden bir tanesi. Aynı zamanda Ürdün en “iyi ki gitmişiz” dediğimiz ülkelerden bir tanesi. Her yıl binlerce turist sırf Petra Antik Kenti için Ürdün’ü ziyarete gidiyor. Ve bu çok haklı bir gidiş sebebi.

Düşünün ki biz bile tek başına Petra hakkında başlık açtık. O kadar önemsiyoruz çünkü Petra’yı. Ayrıca en az burası kadar önemsediğimiz bir diğer yer Wadi Rum. Başlamadan önce Wadi Rum Rehberi yazımızı da okumayı unutmayın.

Petra Antik Kenti Hakkında

İsim olarak Petra, üzerine kurulduğu kırmızı renkli kayalar sebebiyle gül kırmızısı şehir anlamına geliyor. Şehrin içine adımınızı attığınız anda bambaşka bir dünyaya giriş yapıyor gibi hissediyorsunuz. Bunun sebebi de çölün orta yerinde, size kendinizi ufacık hissettiren bu devasa kırmızı kayalar. Ve içlerine oyulmuş gösterişli mimari yapılar. Mezarlıklar, amfi tiyatrolar, su yolları, ve çok daha fazlası. Ama en önemlisi As Siq isimli yolu yürüdükten sonra bir anda karşınıza çıkıveren El Khazne. Öyle bir çıkıyor ki karşınıza, adeta bir assolist. Sosyal medyada en çok ilgi gören kısmı El Hazne olsa da, derinine girdiğinizde göreceklerinizin hiç biri El Khazne’den daha değersiz değil. En nihayetinde bahsettiğimiz yer dünyanın en değerli ve en güzel antik kentlerinden bir tanesi.

Hala daha kazıları da bitmiş değil. Biten kısmı bile en az 2 gün alıyor. Tamamı bittiğinde ve gezilebilir duruma geldiğinde sadece 1 haftanızı Petra’ya ayırsanız anca yeter diye düşünüyoruz.

Kısaca geçmişinden bahsetmek istiyoruz. Biliyorsunuz, Wikipedi bilgileri ile sizleri sıkmak ve yazıları gereksiz uzatmayı sevmeyiz. Ama Petra hakkında bir iki tarihi bilgi vermemek de olmaz.

Başlıktan da anlayacağınız üzere, burası milattan önce Nebati halkına barınak olmuş bir şehir. Bu yüzden Petra’daki hayatı daha iyi anlayabilmek adına biraz Nebatilerden de bahsedelim.

Nebatiler Kimdir?

Fırat’tan Kızıldeniz’e kadar uzanan, Suriye ve ile Suudi Arabistan arasında kalan bölgede göçebe olarak yaşayan, ve bugün bildiğimiz anlamda Arap toplumlarının en yakın akrabası olan bir kavim Nebatiler. Kendileri ile ilgili en eski kaynak, MÖ 4. yy’a kadar gidiyor.

Bu kavim, hayvancılık ve ticaretle uğraşan göçebe bir kavim olmasına rağmen, kendilerine yönelik saldırılardan korunabilmek için Ürdün Çölünün güneyindeki Wadi Musa’ya yerleşmişler. Burada hayvancılık faaliyetlerinin yanı sıra, zeytin ve üzüm de yetiştirmişler. Baharat, tütsü, yağ ve parfüm ticaretini ellerine aldılar, ticaret yollarının hakimiyetini ele geçirdiler.

Bu ticari başarıları, Yunanlılar, Persler, ve Romalılar ile yaptıkları ticari anlaşmalar izledi. Akdeniz, Mısır ve Mezopotamya’ya ciddi şekilde sevkiyat yaparak ticaret bağları kurdular.

İşte tam da bu dönemlerde, Nebatiler inanılmaz zenginlikler elde ettiler. Elde ettikleri ticari başarı, onlara sadece maddi değil, kültürel zenginlik de getirdi. Mısır, Mezopotamya ve Roma kültürlerini harmanlayarak, Petra antik kendisini kurdular.

Devasa boyutta mimari yapıları, yumuşak kumaşını oyarak inşa ettiler. Gittikçe büyüyen şehirlerine su taşımak için inanılmaz mühendislik çözümleri ürettiler.

Nebatiler, Pagan inancına sahiplerdi. Kültürlerinde kadınların inanılmaz büyük bir yeri vardı. Dilleri Aramice idi. Aramice, bugünkü Arapça’nın temelini oluşturdu.

Kurdukları devasa şehir Petra, Eski Ahit’in Tekvin bölümünde bile karşımıza çıkıyor. Pek çok Hristiyan, Petra’nın, elçi Yuhanna’nın sığınma yeri olduğuna inanıyor.

Peki Petra’ya Ne Oldu?

Tüm bu zenginlik ve ticari başarıların ardından, şehri Romalılar işgal etti. Bütün bunların üzerine bir de depremler ve zamanla ticaret yollarının değişmesi, Petra’nın kaderini değiştirdi. Haçlı seferlerinin ardından, şehir eski şöhretini iyice kaybetti. Hem Nebatiler, hem de Petra, tarih sahnesindeki yerlerini kaybettiler.

Petra, bunların ardından yüzyıllar boyunca kayıp şehir olarak kaldı. 1895 yılında, İsviçreli bir gezginin onu bulması ile makus talihi değişti.

Bu keşif ile birlikte, her yıl binlerce turist, bu kayıp şehri görmek için Ürdün’e akın etti. Petra, önce UNESCO Dünya Mirası listesine girdi, ardından dünyanın 7 harikası arasında yerini aldı.

Petra Gezi Rehberi

Bu geziyi planlamanın en zor kısmı, antik kent içerisinde görmek istediğiniz yerleri belirlemek. Çünkü Petra’nın içinde dikkatinizi çekecek ve mutlaka görmek isteyeceğiniz pek çok mimari yapı var. Her ne kadar Petra, El Khazne ile ün salmış olsa da, içerideki diğer yapılar da fevkalade güzel.

Öncelikle Petra’nın içindeki bazı önemli yapılardan bahsetmek istiyoruz. Böylece sizler de antik kent içerisinde kendi ilginizi çeken yapıları seçebilir, Petra’da nasıl bir rota izlemeniz ve kaç gün kalmanız gerektiğini hesaplayabilirsiniz.

Biz burada, kendi gördüğümüz ve size de mutlaka görün dediğimiz kısımları yazdık. Her birini de kısa kısa anlattık. Fakat siz daha detaylı bilgi almak isterseniz bu linke tıklayarak, antik kentin içindeki tüm yapıları görebilir ve daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Rota ile ilgili en önemli konu, As Siq ve El Khazne. Bu ikiliyi isteseniz de istemeseniz de göreceksiniz. Bu yüzden rotanızı bu ikisine göre değil, Petra içerisinde göreceğiniz diğer yapılara göre belirlemenizi tavsiye ediyoruz.

As Siq

İsteseniz de istemeseniz de, turist olarak geldiyseniz geçeceğiniz uzun ince yol. Petra antik Kentinin en büyüleyici ve heyecan verici kısmı.

80 metre yüksekliğinde ve dar bir geçit. Kıpkırmızı yüksek duvarların arasından geçerken başka bir dünyaya adım attığınızı anlıyorsunuz. Zamanında kervanlar, Petra’ya ulaşmak için bu yoldan geçmiş. İnsanlar evlerine gitmek için bu yolu yürümüş. Bunları düşünerek yürüdüğünüz yaklaşık 10-15 dakikalık eşsiz bir yolculuk.

Yol boyunca, kayaların kenarlarında boru benzeri yapılar göreceksiniz. Bu kanallar, Wadi Musa’dan Petra’ya su taşımış zamanında.

Yoldan çoğunlukla yayaların dışında develer ve at arabaları geçiyor. Trafik epey yoğun. Ayrıca bu geçişler size kendinizi resmen bir zaman tünelinin içinde gibi hissettiriyor. Sanki Petra’nın içinde hala insanlar yaşıyormuş gibi.

El Khazne

As Siq’i yürürken, bir yerde yol biraz daralıyor. Bu darlık ve kayaların yaptığı ufak bir kavis sebebiyle, önünüzü göremiyorsunuz. Bu önünüzü göremediğiniz noktadan sonra önünüz bir anda açılıveriyor. Ve insana aklını kaybettirecek güzellikte bir şey çıkarıyor karşısına.

İşte o şey El Khazne. 40 metre yüksekliği ve üzerine güneş vurduğunda yansıttığı o kızıl rengi ile öylece karşınızda duruyor. Şiir gibi. Bütün heybeti ve güzelliği ile ziyaretçilerini karşılıyor. Üstelik tam da “Off çok yürüdük, ne zaman bitecek bu yol” dediğiniz anda. Çölde bir hava gibi resmen.

Bu kadar El Khazne övdük, çünkü bizi Petra’da gerçekten en çok burası etkiledi. Karşısında saatler harcadık. Ona karşı tepeden bakabilmek ve bir kare fotoğraf çektirebilmek için çok tehlikeli işler yaptık. “Biraz da şu taraftan bakalım” diye açı değiştirip, olmadık yerlerden onu fotoğraflamaya çalıştık. Hayatımızda gördüğümüz net en güzel şeylerden biriydi.

İnanılmaz bir aurası var. Bir türlü önünden kalkmak istemiyorsunuz. 5 dakika daha uyumak gibi, 5 dakika daha seyretmek istiyorsunuz. Kayalara oyarken okuyup üflediler mi ne yaptılar biz de anlamadık.

Somut konulara dönecek olursak, bu kısmın ne olduğu tam olarak belli değil. Bazı arkeologlar tapınak diyormuş, bazıları ise dev bir arşiv olduğunu söylüyormuş. Fakat yapılan son kazılarda, buranın içinde bir mezarlık bulmuşlar.

İçerisine giriş yasak. Sadece dışarıdan bakabiliyorsunuz.

Tıpkı As Siq gibi, burası da görmeden geçmenizin mümkün olmadığı yapılardan. Çünkü Petra zaten As Siq’den başlıyor (En azından biletli turistler için, buranın yerlisi Bedeviler için durum biraz daha farklı). As Siq de, El Khazne’de bitiyor. Dolayısıyla, “ben bu ikisini görebileceğim bir rota çizeyim” diye düşünmenize gerek yok. Zaten her halükarda göreceksiniz.

Kurban Tepesi

Kurban etme ritüellerinin yapıldığı bir tepe. El Khazne’ye sırtınızı verdiğinizde sağ tarafınızda kalan kayalıklara tırmanırsanız (tavsiye etmeyiz) buraya daha kısa yoldan ulaşabilirsiniz. Fakat ulaşması çok kolay bir yer olmadığı için biz gidemedik.

Amfitiyatro

Kurban Tepesinin hemen alt kısmını oyarak yaptıkları, 4000 kişi kapasiteli bir amfi tiyatro. İçerideki en dudak uçuklatıcı yapılardan bir tanesi.

The Street of Façades

As Siq’in, El Khazne’yi geçtikten sonra genişleyip büyük bir açıklığa dönüşen kısmı. Bu geniş yol üzerinde, kayaların üzerine oyulmuş bazı cepheler göreceksiniz. İsmi de zaten bu cephelerden geliyor.

Bunların, Nebati hükümdarlarına ait bazı mezarlar olduğunu okuduk. Ama ne olduklarından kimse tam olarak emin değil. Tek bildiğimiz şey bunların kesinlikle mezar oldukları.

The Urn Tomb

Zamanının adliye sarayı diyebileceğimiz bir fonksiyona sahip bu kısım. Ayrıca Bizans kilisesi olarak da kullanmışlar.

Saray Mezarı

O kadar görkemli ki, mezarlık olduğuna inanmak istemezsiniz. Bu arada Petranın çeşitli yerlerine serpiştirilmiş halde o kadar çok heybetli mezarlık var ki, bazen “bu şehirde ölüler daha fazla değer görüyor heralde” diye düşünmeden edemedik.

Evet, bu görkemli cephesi ile bir saraya benzediği için ismi Saray mezarı. 46 metre yüksekliği var. İçerideki en yüksek yapılardan bir tanesi.

Sütunlu Cadde

Bu bölge, şehrin ticaret faaliyetlerinin olduğu ana kısım. Roma döneminde yenilendiği tahmin ediliyor. Antik dönemin avmsi gibi bir şey.

Bu caddenin bittiği yerde, bir meydan karşımıza çıkıyor. İşte bu meydan, bir zamanlar Petra şehrinin kalbiydi.

Bu cadde ve meydandan sonra, antik kentte daha derinlere gitmek istiyorsanız, uzunca yollar yürümeniz, yokuşlar tırmanmanız lazım. Ayrıca da vaktiniz olması lazım. Buraya gelene kadarki kısım, neredeyse 1 günü alıyor.

Bonus: Ad Deir ve Manastır

Petra’nın en ücra köşesindeki gizli güzellikler. Eğer gördüğünüz her şeyi çok detaylı incelemez, Kurban tepesi gibi yerleri es geçer ve hızlı yokuş çıkabilirseniz, ziyaretçi kapısından Ad Deir’e ulaşmanız ortalama 2 saat sürer. Ama dediğimiz gibi, başka hiç bir şeye alıcı gözle bile durup bakmamanız lazım.

Buraya giden yol zaten bir trekking parkuru gibi. Merdivenler, yokuşlar ve yukarıya doğru çıkan her türlü şey var bu yolda. “Yok ben uğraşamam o sıcakta” derseniz, deve veya at sırtında da gidebilirsiniz. Ama bu da çok maliyetli bir seçenek. Ad Deir’e gitmek için Bedeviler, Petra’nın içindeki diğer yerlere göre daha fazla para istiyorlar ++ o hayvanlara bu işkenceyi yapmaya kimsenin hakkı yok. Dolayısıyla önerimiz tabana kuvvet gitmeniz.

Bu kısım, Petra içindeki en büyük yapılardan biri. El Khazne’nin biraz benzeri gibi düşünebilirsiniz. Hristiyanlıktan önce, dini örgütlerin toplantı salonuymuş. Hristiyanlık ile birlikte ise manastır olarak kullanmışlar.

Petra İçin Kaç Gün Ayırmak Gerekli?

Bu sorunun cevabı tamamen kişisel. Ama fikir olması açısından biraz bilgi paylaşalım.

Öncelikle her halükarda buraya en az 1 gün harcayacağınızı belirtelim. İkinci hatta üçüncü gün durumu, sizin Petra’da yapmak istediğiniz şeylere göre değişecek.

İlk değişkenimiz, meşhur El Khazne fotoğrafı. El Khazneyi, tam kaşısındaki tepeden ve yukarıdan görmek ve burada 1 kare bile olsa fotoğrafınız olsun istiyorsanız, bunun bir bedeli olacak. Bu bedel de zaman ve fiziksel efor olacak. Bu fotoğrafın neden bu kadar çok zamana mal olduğunu yazının ilerleyen kısımlarında anlatacağız.

İkinci değişken ise Ad Deir’e gitmek isteyip istemediğiniz. Ad Deir’e geze geze ulaşmak ciddi manada çok zaman alıyor. Eğer “kardeşim ben kapıdan giricem, El Khazne’de takılmayacağım, dosdoğru yürüyeceğim” derseniz belki bu süreyi yarım güne indirme şansınız olur. Ama hem o hem El Khazne ve Petra’nın diğer bölümleri bir arada aynı gün oldukça zor.

Bizim Petra’da sadece 1 günümüz vardı. Dolayısıyla yukarıda bahsettiğimiz iki seçenekten birini, ikisini birden çok istediğimiz halde seçmek zorunda kaldık. El Khazne’nin büyüsüne öyle bir kapıldık ki, ilk seçeceği seçtik. Fakat iki gün vaktimiz olsaydı, hiç düşünmeden ikinci günü Ad Deir’e yürümek için harcardık.

Az sonra bahsedeceğimiz üzere, Petra için biletlerini 3 günlük pass şeklinde bile olabiliyor. Eğer antik kent ve tarih merakınız varsa, ++ vaktiniz de varsa, kesinlikle bu seçeneği almanızı öneririz.

Petra Antik Kenti Giriş Ücreti/Bilet Nasıl Alınır?

Giriş için hem internetten, hem de ziyaretçi merkezindeki gişelerden alabilirsiniz. Fakat ziyaretçi merkezinde kuyruk beklemenizi asla istemeyiz. Orada saçma sapan harcayacağınız vakti, Petra’yı keşfederek değerlendirmek dururken neden sıra bekleyesiniz ki?

Petra’nın giriş ücreti ile ilgili ilginç bir ayrım var. Eğer Ürdün’e, sadece Petra’yı görmek için geliyor ve ülkeye giriş yaptığınız gün Petra’ya giriş yapıyorsanız, bilet ücreti artıyor. Ama eğer ülkeye giriş yaptıktan sonra en az 1 gece Ürdün’de konaklarsanız fiyatlar düşüyor.

Eğer ülkeye girdiğiniz gün Petra’ya giriş yaparsanız ücret 90 JOD. En az 1 gece konakladıktan sonra giriş yaparsanız ise tek günlük giriş 50 JOD. Bu biletler sadece Petra’ya giriş için kullanılabiliyor. Eğer az sonra bahsedeceğimiz Petra by Night eğlencelerine katılmak isterseniz, ayrıca bilet almanız gerekiyor.

Standart giriş için fiyatları aşağıda listeliyoruz. Bunlara alternatif olarak rehberli girişler, antik kenti Club Car ile gezmek vb farklı seçenekler var. Bunlardan birini satın almak isterseniz fiyatları bu linke tıklayarak kontrol edebilirsiniz.

  • Tek günlük giriş 50 JOD
  • 2 günlük giriş 55 JOD
  • 3 günlük giriş 60 JOD

Yukarıda bahsettiğimiz bilet türleri, ucuz olmasına rağmen sadece Petra’ya giriş sağlıyor. Eğer Ürdün gibi zengin tarihe sahip bir ülkenin tüm nimetlerinden yar4arlanmak istiyorsanız, sadece Petra’ya değil, her yere girerken giriş ücreti ödemek zorunda kalacaksınız. Bu da astarı yüzünden pahalıya geliyor demektir. Fakat bizim sizin için çok daha karlı bir teklifimiz var. Jordan Pass.

Neden Jordan Pass Almalıyım.

Çünkü Ürdün tarihi açıdan fevkalade zengin bir ülke. Sadece Petra’yı gezer ya da Petra+Wadi Rum yapıp geri dönerseniz çok şey kaçırmış olursunuz.

Bu kadar zenginliğin içinde sadece bu ikiliyi değil, daha fazlasını isteyenler için Ürdün hükümeti çok güzel paketler hazırlamış. Böylelikle tek biletle yüzlerce yere hem sıra beklemeden, hem de ekstra ücret ödemeden giriş yapıyorsunuz.

Biz Ürdün’de 10 gün kaldık ve ülkeyi baştan başa gezdik. Neredeyse girip çıkmadık yer bırakmadık desek yeridir. Eğer Jordan Pass olmasaydı bu kadar çok yer gezmemiz imkansızdı. Çünkü Ürdün çok pahalı bir ülke. Ve eğer orta direk gezginseniz, sadece tarihi yerlerin giriş çıkışı bile belinizi çok sağlam büker. Bu yüzden gitmeden önce bunu mutlaka almanızı öneririz.

Burada önemli olan 2 konu var. Birincisi Ürdün topraklarındaki kalış süreniz. En az 3 gece Ürdün’de konaklamanız şart. Eğer kalmayacaksanız bu kartın bir anlamı olmaz. Çünkü bu kartı kullanarak ücretsiz giriş yapabilmeniz için Ürdün’de en az 3 gece kalmanızı istiyorlar.

İkinci konu Petra’da kaç gün geçireceğiniz. Tek başına Petra bileti gibi, Jordan Pass için de Petra’da geçireceğiniz gün sayısına göre fiyat artıyor. Jordan Pass’in fiyatı Petra’ya tek günlük girişte 70 JOD/99 USD.

Bonus olarak, eğer İsrail sınırındaki Vaftiz Bölgesine de gitmek isterseniz (kesinlikle görmenizi tavsiye ederiz.) onu da sepete indirimli fiyattan ekleyebilirsiniz. Normalde giriş ücreti 12 USD. Fakat Jordan Pass ile birlikte alırsanız giriş 8 USD’ye düşüyor. Yani Jordan Pass ve Vaftiz Bölgesi girişi totalde 107 USD ediyor.

Nasıl Çalışıyor?

Jordan Pass, satın aldığınız tarihten itibaren 1 yıl geçerli. Jordan Pass’in geçerli olduğu, giriş yaptığınız ilk yerde biletinizi okuttuğunuz tarihten itibaren aktifleşiyor. Aktifleştikten sonra da 2 hafta süreniz var. 2 hafta içinde geçerli olduğu her yere birer kere giriş hakkınız mevcut. Aynı yere ikinci kez girmek için ücret ödemeniz gerekir. Petra için kaç gün seçtiyseniz, o kadar gün ücretsiz giriş yapabilirsiniz. Çıktısını bile almanıza gerek yok.

Sıra beklemeden bu şekilde gezmek hem çok karlı hem de hızlı. Bu yüzden kesinlikle satın almanızı tavsiye ederiz.

Nasıl Satın Alınır?

Tek yapacağınız şey bu linke tıklamak. Paketinizi seçmek ve bilgilerinizi doldurarak ödemenizi yapmak.

Petra by Night

Her Pazartesi, Çarşamba ve Perşembe akşamları, Petra’nın As Siq yolu ve El Khazne’nin önü binlerce mum ile aydınlatılıyor. Gece vakti Petra nasıl görünüyor sorusunun cevabını merak ederseniz, bu aktiviteye mutlaka katılın. Hatta merak etmiyorsanız da katılın. Çünkü inanılmaz bir deneyim.

Akşam 20.30’da başlıyor ve 2 saat sürüyor. As Siq’in sonunda binlerce mum kumların üzerinde sizleri bekliyor.

Harika bir müzik eşliğinde size Petra ile ilgili hikayeler dinliyorsunuz. Bedevilere yakışır şekilde naneli çay ikram ediyorlar. Hikaye bittiğinde El Khazne, rengarenk ışıklar ile aydınlatılıyor. İnanılmaz bir görsel şölen yaşıyorsunuz.

Bu aktivite ekstra ücrete tabi. Ve bahsettiğimiz gibi her gün yok. Biletleri de sadece gişeden alabiliyorsunuz. Ziyaret gününüzü bu günlere denk getirip bu deneyimi de mutlaka yaşayın.

Petra’da Konaklama

Antik kent içerisinde konaklama yasak. Fakat yakınlarında otel seçenekleri var. Fazla turistik olduğu için çevresinde yer alan hem oteller hem de restoranlar çok pahalı. Aşağıya birkaç otel seçeceği bırakıyoruz.

Petra Palace Hotel (Orta Bütçe)

Bizim tercih ettiğimiz, diğerlerine göre daha uygun fiyatlı bir otel. Rezervasyon için bu linke tıklayabilirsiniz.

Havana Inn Petra (Düşük Bütçe)

Petra için oldukça düşük sayılabilecek bir bütçe ile kalabileceğiniz yüksek puanlı bir tesis. Rezervasyon için bu linke tıklayabilirsiniz.

Petra Antique House (Düşük Bütçe)

Kahvaltı dahil seçeceği de mevcut olan düşük bütçeli bir başka otel. Rezervasyon için bu linke tıklayabilirsiniz.

Petra Canyon Hotel (Orta Bütçe)

Kahvaltı dahil seçenekli ve çok temiz bir otel. Rezervasyon için bu linke tıklayabilirsiniz.

Mövenpick Nabatean Castle Hotel (Yüksek Bütçe)

Konfor ve lüksünden vazgeçmek istemeyenler için. Rezervasyon için bu linke tıklayabilirsiniz.

Marriot Hotel (Yüksek Bütçe)

Bölgedeki en pahalı otel. Rezervasyon için bu linke tıklayabilirsiniz.

Hayat Zaman Otel&Resort (Yüksek Bütçe)

Çok tatlı bir butik otel. Bütçe varsa kesinlikle önerimiz burası. Rezervasyon için bu linke tıklayabilirsiniz.

Petra’ya Nasıl Gidilir?

Ürdün’de ulaşım oldukça zor. Ne yazık ki Petra’ya ulaşım da pek kolay değil. Bu yüzden biz direk olarak araç kiralamayı seçtik. Tavsiyemiz de bu yönde.

Ulaşım için öncelikle Amman ya da Akabe’ye uçmanız gerekiyor. Petra ikisine de eşit mesafede sayılabilir. Amman’dan Petra’ya günde 1 kere otobüs kalkıyor. Sabah saat 06.30’d kalkıyor. Aynı otobüs, saat 17.00’de ise Amman’a geri dönüyor. Gidiş-gönüş fiyat 22 JOD. Otobüsle gitmek isterseniz, en rahat seçenek JETT isimli bu otobüsler.

Bir başka yöntem ise taksiler ile anlaşmak. Diğerine göre daha konforlu ama aynı zamanda daha pahalı bir seçenek.

El Khazne Karşısındaki Tepede Fotoğraf Çektirmek İstiyorsanız…

Eğer o meşhur fotoğrafı istiyorsanız, iki seçeceğiniz var. Ya kısa ama tehlikeli yolu, ya da uzun ama güvenli yolu seçeceksiniz. Uzun olan yol, yaklaşık 2 saatlik bir yokuş tırmanışı, kısa olan ise 20 dakikalık bir kaya tırmanışını temsil ediyor.

Bizim tavsiyemiz güvenli yolu seçmeniz. Bunun 2 sebebi var.

Birincisi, tırmandığınız kayalara kaçak şekilde tırmanıyorsunuz. Ayağınızın bir anlık kayması demek, ne hafifinden birkaç kemiğinizin kırılması anlamına geliyor. Gerçekten oldukça tehlikeli.

İkincisi ise, bu yolu rehbersiz çıkamıyorsunuz. Rehber dediklerimiz de 10-15 yaş arası Bedevi erkek çocukları. Resmen çeteleşmiş bir grup Bedevi, yanınıza gelip sizi bu tepeye çıkarmayı teklif etmek için fotoğraflar gösteriyor. Kabul ederseniz yanınıza bu küçük çocukları veriyorlar. Çocuklar sürekli inip çıkıyor. Yani sürekli tehlike içerisindeler. Bunları çalıştıran adamlara para ödendiği sürece de bu tehlikenin altına girmeye devam edecekler.

Bu yüzden uzun da sürse diğer yoldan tepeye tırmanmanız her anlamda daha güvenli.

Önemli İpuçları

  • Petra’ya ilk giriş sabah saat 06.00’da. Mümkünse bu saatten önce kapıda olun. Çünkü sabah erken saatte gezmeye başlarsanız, hem insanlar üşüşmeden rahat rahat gezersiniz, hem de sabah serinliğinden faydalanmış olursunuz.
  • Çölün ortasında bir yere gittiğinizi unutmayın. Şapka, güneşlik, güneş kremi vb ürünleriniz yanınızda olmalı.
  • Petra’nın içinde mağaralarda yaşayan Bedeviler var hala. Lütfen bu insanları rahatsız etmeyin.
  • Antik kent içerisinde hem Bedeviler, hem de büfeler su, içecek ve yiyecek satıyor. Fakat fiyatlar dışarıya göre yüksek. Dışarıdan alıp yanınızda getirebilirsiniz.
  • Yaz aylarında Ürdün çok sıcak oluyor. Çekilmez seviyede değil, ama o seviyeye çeyrek var seviyesinde. Yani gidilmez diyemeyiz, ama giderseniz de temkinli olun.
  • Petra çok tozlu bir yer. Otele dönüşte her yeriniz kum ve toz olacak. Bu yüzden temiz beyaz renkli giysi ve ayakkabı tercih etmeyin. Ayrıca başına bir gelirse üzülmeyeceğiniz kıyafetler ve ayakkabılar götürün.

Petra antik Kenti ile ilgili tüm sorularınızı yorum olarak bize iletebilirsiniz. Ayrıca bize sosyal medya hesaplarımız üzerinden DM yoluyla da ulaşabilirsiniz.

One Response

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *