Kumari kelimesini eminim Hinduizm hakkında bilgisi olmayanlar bile duymuştur. Çünkü filmlere ve kitaplara bile konu oluyorlar. Çoğul konuştum evet, çünkü tek bir Kumari yok dünya üzerinde. Hem tanrıça, hem hala hayatta, hem de çoğul. Sen neymişsin be Kumari 🙂

Sizce de çok ürkütücü değil mi? Yani mitolojik bir varlığın hala hayatta olması. Akıl ve bilimle hareket eden insanlar için ekstra olarak da deli zırvası. Ama var işte 🙂 Nepal’da hala yaşayan tanrıça var. Hem de birden fazla.

Bazıları için “deli saçması” kategorisine girebilecek olan bu gelenek bana o kadar ilginç geliyordu ki Nepal’de gidip gördüğüm ilk şeylerden biri bu oldu. Hatta gitmekle yetinmedim hakkında ansiklopediler dolusu araştırma yaptım ve sizinle de paylaşmak istedim. Bu yazı ile birlikte diğer Nepal Gezi Rehberlerimi de okumayı unutmayın. Ayrıca aşağıdaki bağlantıdan YouTube videomu da izlemeyi unutmayın.

Tanrıça Kumari Hakkında

Teorik olarak Kumari bir tanrıça. Daha doğrusu bir tanrıçanın avatarı. Bu tanrıçanın ismini Hinduizmin hakim olduğu her coğrafyada duyarsınız. Ama bedenen göremezsiniz.

Fakat Nepal’de sürdürülen bir yaşayan tanrıça geleneği var. Ve altını çizerek belirtmek isterim ki bu sadece Nepal’de var. Sri Lanka’ya gidip Kumari göremezsiniz mesela.

Newar halkı olarak tanınan etnik bir kökene mensup insanlar arasında Hinduizm’in ana tanrıçalarından Mahadevi’nin avatarlarından bir tanesi Tanrıça Durga’nın bakire kızların bedenlerinde hayat bulduğu inancı, Nepal’de çok yaygın. “Seçilmiş kişi” dediğimiz şeyin pratikteki karşılığı tam olarak bu gelenek. Bir kız çocuğunu seçiyorlar ve ona tapıyorlar 🙂 Ta ki bu kız çocuğu ergenliğe adım atana ve adet görene kadar.

Kaynak:mytrip2nepal

Tanrıça olmaya uygun bir kız çocuğu, gözlerden ırak ve çok korunaklı bir şekilde adet görünceye kadar hayatını burada sürdürüyor. Peki milyonlarca bakirenin yaşadığı koca bir coğrafyada hangisinin tanrıça olduğunu nasıl anlıyorlar?

Seçim Süreci

Bu seçim için pek çok kriter var. Öncelikle Kumari olmaya aday kız çocuklarının doğumundan itibaren ASLA kanamamış olması gerekiyor. Kumari kanadığı zaman Durga’nın bedenden boşandığı inancı var. Kanamanış olma kriterine ek olarak hiç hastalık geçirmemiş olması da çok büyük bir kriter. Fiziksel olarak da kusursuz olması gerekiyor. Zaten fiziksel görünüş ile ilgili detaylı bir kriter listesi var. Bunlara ek olarak Kumari’liğe aday kız çocuğunun hiç diş kaybetmemiş olması da gerekiyor. Yani süt dişlerinin hiç biri düşmemiş olmalı.

Fiziksel kriterler kutsal Hindu metinlerindeki gibi doğadan ilham alan benzetmeler ile belirlenmiş. Ve bunlar çok katı kurallar. Bunlara uymayan hiç bir kız çocuğu Kumari olamıyor. İnternetten Kumari fotoğraflarına baktığınız zaman göreceğiniz kız çocuklarının fiziksel görünüşlerinin birbirine benziyor olması bu yüzden. Kumari olmaya aday kız çocuğunun..

  • Saç ve göz rengi mükemmel derecede siyah
  • El ve ayakları mükemmel derecede zarif
  • Cinsel organları küçük
  • Ses tonu yumuşak ve berrak
  • Kirpikleri uzun
  • Uylukları bir geyiğinki gibi
  • Göğsü bir aslanınki gibi

olmalı şeklinde uzayıp giden fiziksel seçim kriterlerini karşılaması gerekli. Kız çocukları bu yüzden ilk olarak fiziksel muayeneden geçiyor.

Fiziksel muayene kriterlerini karşılayan kız çocuğunun ikinci aşamada astrolojik olarak da bazı tamamlayıcı kriterlere uygun olması gerekiyor.

Astrologlar tarafından hem kız çocuğunun hem de ailesinin haritasına bakılıyor. Uygun olan kızlar son ve en zorlayıcı kısma geçiyorlar. Bu esnada aile de araştırılıyor. Ailesinin de dindar ve geleneklere bağlı olması çok büyük bir kriter.

Korkusuz, sakin ve huzurlu bir kız çocuğu olmalı. Bunun ayrımı için de bir takım kurban ayinleri düzenleniyor. Kesilen kurbanların başları karanlık bir odaya atılıyor. Fiziksel kriterleri karşılayan kız çocukları bu odaya getirilip yalnız bırakılıyor. Kız çocuğunun bu korkunç odada gıkı bile çıkmamalı. Üstelik de koca bir gece boyunca.

Tanrıça Hayatına Giriş

Bu testleri geçen ve yeni Kumari olarak seçilen kız çocuğu, geçmiş hayatındaki deneyimlerinden arındırılmak üzere bir takım gizli ritüellerden geçiriliyor. Ardından Kumari kıyafetlerini giyiyor ve makyajı yapılıyor. Artık Kumari yeni hayatına hazır bir şekilde halka gösterilmek ve yeni evi olan Kumari Ghar’a gitmek için son kez sokağa çıkıyor. Durbar Meydanı’ndan son kez kendi ayakları üzerinde yürüyerek geçiyor. Bu noktadan sonra bir daha ayakları yere kolay kolay değmeyecek.

Ayşe, Fatma ya da adı her neyse kız çocuğu Kumari Ghar’a Kumari olarak girdikten sonra kimliğini de evin kapısında bırakmış oluyor. Bundan sonrası ise tanrıça hayatı. Kumari Ghar’a kendi ayakları üzerinde yürüyerek giriş yaptıktan sonra yaldızlı ve gösterişli bir tahta oturacak. Tam bir “altın kafes” dönemi başlayacak. Ta ki yeniden ölümlü hayatına dönene, yani adet görene kadar.

Tanrıçalık dönemi boyunca sadece o tahtta oturup hizmeti görülmeyecek elbette. Kendisinden de bu şaaşalı hayatın karşılığında bazı şeyler beklenecek. Ona tapınmak ve dileklerde bulunmak için huzuruna halkın en alt kademesinden, devlet yönetiminin en üst kademesine kadar pek çok insan gelecek.

Tanrıçalık Hayatı

Kumari’ye gerçekten çok iyi bakılıyor. İhtiyaç ve istekleri özel hizmetçiler tarafından karşılanıyor. Bu kişiler aynı zamanda onu yönlendiren de kişiler. Bunlar dışında ailesi ve sınırlı sayıda arkadaşları ile sosyal bir hayatı olabiliyor. Ailesi onu görmek istediği zaman artık kendi evlatlarını değil, bir tanrıçayı görüyorlar. Bu yüzden uymaları gereken çok katı kurallar var. Oyun oynamak için sadece etrafındaki danışmanlarının seçtiği bir kaç arkadaşı ile kısıtlı zamanlarda bir araya gelebiliyor. Aynı şekilde oyun arkadaşlarının da çok katı kurallar çerçevesinde onunla oynamasına izin veriliyor. Oyun esnasında Kumari’nin belirlediği kurallara uymak ve o ne isterse onu yapmak zorundalar.

Kumari olarak seçilen kız çocuklarının, zaten tanrısal bilgelik sahibi olduğu inancı ile eskiden okumasına izin verilmiyormuş. Herşeyi bilen olduğu göz önüne alınınca çok da mantıksız değil. Ama bu durum, tanrıçalık görevleri son bulup normal hayata döndüklerinde onlar için çok zorlayıcı oluyormuş. Bu sebepten artık Kumarilerin okula gitmelerine izin veriliyor. Bazı Kumariler herkes gibi okula gidiyor, bazıları ise öze eğitim alıyor. Katmandu’da yaşayan Kumari özel eğitim alıyor. Okula gittikleri zamanda elbette “herkes”ten farklı muamele görüyorlar. Herkesle okula gitmeleri Kumari oldukları gerçeğini orada da değiştirmiyor. İmtiyazlar orada da devam ediyor.

Kumari, yaşadığı evinden dışarı sadece özel törenler için çıkabiliyor. Bu da senede sadece bir kaç kez oluyor. Hizmetindekiler dışında pek insan yüzü görmüyor. Ailesi, seçilmiş oyun arkadaşları ve hizmetindekiler dışındaki kişiler de onu kolay kolay göremiyor. Kumari Ghar’a gelip onu görmek isteyen kişiler onu küçük bir pencereden sadece bir bakış süresince görebiliyor. Biz de Max 7-8 sn gördük. Sonra hemen kayboldu 🙂

Tanrıçalık Görevleri

Normal hayata dönüşüne kadar Kumari’nin bazı dini görevleri oluyor. Çünkü o bir tanrıça ve ona tapınan pek çok inanan var. Bu görevlerin en önemlisi bazı dini törenleri yönetmesi.

Tabi ki tanrıça bile olsa ölümlü bir bedenden seçilmiş olan küçücük bir kız çocuğu bunu tek başına yapamıyor. Hizmetindekilerin de en büyük görevi burada başlıyor. Ona asla direkt olarak emir ya da talimat veremezler. Ama onu bu törenlerin yönetimi ile ilgili yönlendirmek bu danışmanların görevi.

Kumari dişil enerji ile çok özdeşleşiyor. Bu yüzden jinekolojik rahatsızlıkları olan veya çocuk sahibi olmakta zorlanan kadınlar onun kapısını sıklıkla aşındırıyor. Şifa enerjisi ile de özdeşleştiği için hasta insanların şifa bulmak için gittikleri ve adaklar adadıkları en önemli kişi Kumari.

Sadece bunlar değil, Kumari’yi bürokratlar ve devlet yönetimindeki kişiler de ziyaret ediyorlar.

Tanrıçalık Alametleri, Adaklar, Hediyeler ve Dilekler

Kumari’den şifa arayanlar ona kurbanlar, yiyecekler ve çok kıymetli hediyeler getiriyor. Direkt olarak onu görmek isteyen inananlar için yaşadığı evin bir odasında, tahtının üzerinde oturuyor Kumari. Bu esnada ayakları yüksek bir yerde duruyor. Çünkü Kumari’nin tüm vücudu gibi ayakları da çok değerli, hatta vücudunun en değerli parçaları. Bu yüzden yerden yüksek bir taht üzerinde oturuyor ve ayakkabı giymiyor.

Kumari’nin ayaklarına dokunanlar hatta öpenler oluyor. Bu özellikle Eski Nepal Krallığında kalan bir gelenek. Fakat bunu siz kendiniz kafanıza göre yapamazsınız. Kumari’nin size bunu lütfetmesi lazım 🙂

Bütün bu sahne boyunca Kumari’nin hareketleri dikkatle gözleniyor. Ve davranışlarının işaret ettiği alametler, duaların kabul olup olmadığına dair tahminler yapılmasını sağlıyor. Kumari’nin bütün adak, tapınma ve inananların ibadetlerine karşı sessiz ve hareketsiz kalması gerekiyor. Eğer kalmazsa işiniz b.k yolundadır demek 🙂 Özellikle gülmesi çok büyük bir uğursuzluk. Eğer önüne sunulan adaklara dokunur ve alırsa bu para kaybına ve finansal darlığa alamet. Titremesi hapse düşmeye ve tutsaklığa işaret. El çırpması özellikle krallık döneminde kralın korkması gereken bir şeyler olduğuna delalet. Ağlaması ciddi hastalık, gözlerinin sulanması ve kısılması ise ani ölüm gibi uğursuz alametlere işaret ediyor.

Tüm bu tantana süresince tepkisiz, sessiz ve hareketsiz kalırsa dualarınız kabul olmuştur ve yolunuz aydınlıktır anlamına geliyor.

Normal Hayata Dönüşü

Kumari, tanrıçalık hayatından ölümlü hayata geçene kadar yaşadığı bu şaaşalı hayattan bir anda kopuyor. Adet gördüğü an itibari ile Tanrıça Durga bedeni terk ediyor. Eğer menstrüasyon öncesi herhangi bir şekilde kanarsa ya da hastalanırsa yine geçmiş olsun. Ama genel olarak menstrüasyon ile tanrıçalık özelliklerini kaybediyorlar.

Adet sonrası yıllarca yaşadığı evden ayrılmak zorunda. Kumari olarak görevi bittikten sonra normal bir ergen gibi eğitimine devam ediyor. Genelde bu kızları münasip bir talip bularak evlendiriyorlar. Ama içlerinden bazıları ölümlü hayata geçişten sonra çok güzel işlere imza atmış. Eski Kumarilerden Rashmila Shakya, tanrıçalık dönemindeki hayatını anlattığı “From Goddess To Mortal” isimli bir otobiyografi kaleme almış.

Bu ilginç ve tartışmalı geleneğin hayatına dokunduğu kız çocuklarının hikayelerini daha iyi anlamak isteyenler için de Living Goddes isimli şu belgeseli şiddetle tavsiye ederim.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *