Katmandu beni en yürekten çağıran şehirlerden biri olmuştu. Karmaşası, tozlu sokakları ve kirli havasına rağmen özlem duygusu beslediğim nadir şehirlerden. Herkesin görmesini tavsiye ettiğim bir şehir de değil üstelik. Katmandu sadece gerçekten yaşamayı ve seyahat etmeyi sevenlere önereceğim bir hazine.

Bazı insanlar karmaşadan zevk alır. Karmaşa demek de illa olumsuzluk teşkil etmez. En azından benim gibiler için etmez 🙂 Katmandu’yu herkese tavsiye etmem dememin altında yatan sebep bu.

Bazı şehirler kirlidir. Konforsuzdur. Pistir. Zordur. İnsanı yorar. Ama ondan uzaklaşmak istemezsiniz. Çünkü bir yandanda size tarif edemediğiniz bir haz verir. Gözlerinizin gördükleri öyle güzeldir ki, olumsuzluklarını görmezsiniz. Toksik ilişki yaşadığınız eski sevgili gibidirler 😀 Katmandu kesinlikle bunlardan biri. Bir yandan nefret eder, diğer yandan onunla yaşadığınız anıları asla unutamazsınız.

Bu yaman çelişkileri deneyimlemek isteyen yaşamperestler için altın değerinde bir Katmandu Gezi Rehberi hazırladım. Ayrıca Nepal ile ilgili diğer tüm yazılarımı da buraya iliştirdim. Hem Katmandu’yu daha yakından tanımak, hem de Holi Festivali hakkında bilgi sahibi olmak isteyenleri de aşağıdaki bağlantıdan Youtube videoma davet ediyorum.

Katmandu Hakkında

Ansiklopedik değil ama hakkında biraz derin bilgiler vermek istediğim bir yer Katmandu. Nepal’in başkenti ve en gelişmiş!! şehirlerinden bir tanesi. 1300 metre rakımı ile de yüksek bir başkent olduğunu söylemek mümkün.

Kapladığı alan ile içinde yaşayan insan sayısının da ters orantısı gözden kaçacak gibi değil. Katmandu’da 1.5 milyon insan yaşıyor. Bu 1.5 milyon nüfusun yapısını oluşturan en büyük topluluklar Hinduist ve Budistler. Şehrin her sokağında bunlara ait en az 1 tapınak var. Hatta bu sayı yerine göre 3-5 falan bile olabiliyor. Zaten her köşe başında mutlaka bir Hindu tanrısının ya da Buda’nın sunağını görmeniz olası.

Bu şehirdeki en eski yerleşimin MÖ 170’li yıllara dayandığı sanılıyor. Bulunan yazıtlar bunlara kanıt oluştursa da tam olarak buraya ne zaman yerleşildiği net değil. Herşey o kadar eski ve değerli ki neredeyse şehrin tamamı UNESCO Dünya Mirası Listesinde koruma altında.

Şehir ismini aslında üzerinde kurulu olduğu vadiden alıyor. Katmandu Vadisi, Lalitpur, Bhaktapur ve Katmandu olmak üzere 3 farklı şehri barındırıyor. Lalitpur ve Bhaktapur da ülkeye başkentlik yapmış şehirlerden. Ayrıca MÖ dönemde bu 3 şehrin her biri Katmandu Vadisi’ndeki bağımsız birer krallıktı. Ve birbirleri ile rekabet halindelerdi.

Coğrafik konumu sebebiyle ülkenin her yeri inanılmaz yüksek rakımlı. Deniz seviyesine yakın sayılabilecek tek yer Hindistan sınırına yakın olan bölgeler. Himalayalar’ın eteklerine kurulmuş olması sebebiyle ülke genelinde nefes kesici bir doğal güzellik var. Ülkenin her yerinden başka bir şey fışkırıyor. Ama ülkeyi bu yazıda değil Kendi Kendine Nepal Turu yazımda övdüm. Övgü ihtiyacı duyanlar bıraktığım linke tık tık.

Katmandu’nun gelişmiş olduğunu söylediysem öyle bir gelişmişlikten bahsetmiyorum. Nepal’in geri kalan kısmına göre gelişmiş. Yani öyle inanılmaz temiz bir kent, düzgün yollar ve komplike bir ulaşım ağı beklemeyin. Şehirde yolu asfalt olan sadece bir kaç sokağa denk geldim 🙂 Geri kalanı toz toprak.

Katmandu Gezi Rehberi

Yukarıdaki bilgilerden sonra hala “Katmandu beni çağırıyor” diyenler için gezilmesi gereken yerler ile devam ediyorum.

Bu şehirde gezip görmeye değer gerçekten çok fazla şey var. Sadece şehirde de değil ülkenin tümünde bu böyle. Kalmak istiyorum derseniz 2-3 ay da kalırsınız. Ama vaktim kısıtlı diyenler için en verimli olabilecek noktaları aşağıda listeledim. Ayrıca Nepal’in tarihi hakkında bilmeniz gereken önemli konuları da yazının aralarına bölüm bölüm serpiştirdim.

Listenin büyük çoğunluğunu tapınaklar oluşturuyor. Bu yüzden Hinduizm ve Budizm ilginizi çekmiyorsa Katmandu’dan pek bir şey beklemeyin.

1-Durbar Meydanı

Dünyanın en güzel meydanlarından biri. Aynı zamanda en komplike meydanlarından da biri. Meydanın tamamı içindeki yapılar ile birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesinde. Yazmaya kalksam tek başına bir konu olur. O kadar da kapsamlı ve eski bir tarihe sahip.

Katmandu Vadisinde 3 adet “Durbar Meydanı” var. Bizim şuan bahsettiğimiz, Katmandu Durbar Meydanı. Ya da diğer adı ile Basantapur Durbar Meydanı. Kraliyet sarayı ve bu sarayın etrafında yer alan diğer yapılar, avlular ve tapınaklar, bugün halka açık bir meydan niteliğinde.

Tarihi MÖ 8.yy a dayanıyor meydanın. Göreni kendine hayran bırakacak güzellikteki ahşap işçiliğine sahip inanılmaz tapınaklar, saraylar ve avluların bir arada bulunduğu bir açık hava müzesi niteliğinde. Meydan içerisinde en çok göreceğiniz yapı tipi Pagoda stilinde çok sayıda irili ufaklı tapınak. Bunlar içerisinde en kutsal kabul edilen ise Hanuman Dhoka isimli ve tanrı Hanuman’a ithafen yapılmış olan tapınak. Biz içini tadilat sebebiyle gezemedik. Bir diğeri ise detayını az sonra vereceğim Kumari Ghar.

Katmandu’da görmeniz gereken en önemli tapınaklardan ve saraylardan bazıları da bu meydanda zaten. Bu yüzden eğer buraya uğramadıysanız Katmandu’nun yarısını henüz görmediniz demektir.

Meydanın girişi yabancılar için ücretli. Gelip giderken yolumuz buradan geçecek, her sefer para mı vereceğiz diyeceksiniz ama hayır, ödemeyeceksiniz. Tek seferlik 1000 Nepal Rupisi ödedikten sonra pasaportunuz ve 1 adet vesikalık fotoğraf ile meydan içindeki turizm danışma merkezine giderek alacağınız belge ile sınırsız giriş çıkış yapabilirsiniz.

2-Tribhuvan Müzesi

Katmandu Krallığı’nın dünden bugüne gelişini daha iyi anlayabileceğiniz şahane bir müze. Dünyanın Kral Tribhuvan adıyla tanıdığı Şah Bikram’a ait kişisel eşyalar, silahlar vb pek çok şeyi bu müzede görmek mümkün. Durbar Meydanı için aldığınız bilet bu müzeye giriş için de geçerli. Dolayısıyla ayrıca giriş ücreti ödemenize gerek yok.

Kral Tribhuvan Kimdir?

Tribhuvan 44 yıl boyunca Katmandu Krallığının başındaymış ve tahta çıktığında sadece 5 yaşındaymış. Annesinin naipliği yönetiminde ülkenin başına geçmesinin ardından 12 yaşına geldiğinde aynı anda 2 düğünle 2 farklı kadın ile evlenmiş.

Tam da bu noktada biraz Nepal’in tarihini özetlemek gerekiyor. Nepal bugün demokratik bir rejimle yönetilse de bu her zaman böyle gitmemiş. Ülke sömürgecilikten iç savaşa kadar pek çok badire atlatarak bugünlere gelmiş. Kral Tribhuvan’ın tahta geçtiği dönem ülkede bazı şeylerin değişiminin kilometre taşı olmuş.

En eski yazılı kaynaklara göre Nepal topraklarındaki ilk yerleşimler eski Hint prensliklerine ait. Bunlarda Gurka Hanedanlığı, topraklarını genişleterek Tibet ve Hindistan’ın Ganj nehri kıyılarına kadar kontrolü altına almayı başarmış. Gurka Hanedanlığının genişlediği dönem Nepal Krallığı’nın da kurulduğu dönem gibi düşünebilirsiniz. Bu dönemden sonra Gurka Hanedanlığı, Malla Hanedanlığı ve Rana Hanedanlığı tarih sahnesinden en çok kendini gösterenler. Nepal Krallığının yönetimi bu aileler arasındaki savaşların da temel sebebi. Fakat Gurka Hanedanlığı krallığın temellerinin atıldığı 1700’lü yıllardan çöküş dönemine girdiği 2000’li yıllara kadar yönetimi elinde tutan hanedanlık. Kral Tribhuvan’da bu ailenin mensubu.

Şah Hanedanlığının ülke yönetiminde söz sahibi olduğu dönemlerde Rana Hanedanlığı da bu yönetimin büyük bir parçasıymış. Ülkede totaliter bir rejim kurmak isteyen bu hanedanlık mensupları ülke yönetiminde her zaman önemli pozisyonlarda yer almışlar. Çocuk yaşta ülke yönetiminin başına geçen Tribhuvan da bu emelleri için çok büyük nimet olmuş. Bu dönemde yönetim gücü büyük ölçüde bu ailenin elindeymiş.

1.Dünya Savaşı döneminde Rana Hanedanlığının İngilizleri destekleme konusundaki ısrarları kraliyet ailesi ile arasındaki tansiyonu iyice yükseltmiş. Kraliyet ailesinin bu konuda tarafsız kalmak istemesine karşın, Rana ailesi çocuk krala bu konuda çok büyük baskı yapmış. Bu dönemden sonra gittikçe artan bir baskı ile Rana Hanedanlığı yönetimi ele geçirmiş. Tribhuvan ailesi ile birlikte Hindistan’a sığınmış. Bebek yaştaki torunu Mahendra ise yönetimi ele geçiren Rana Hanedanlığı tarafından ülkenin yeni kralı ilan edilmiş. 90’lı yıllardan 2000’li yıllara kadar sürecek olan iç savaş dönemine kadar da Mahendra ve ondan sonra ülke yönetimine gelen oğlu Birendra ülkede çok köklü değişiklikler yapmış.

3-Kumari Ghar

Nepal ile ilgili bilmeniz gereken en önemli konulardan biri bu ülkenin Hinduizmin en yaygın olduğu ülkelerden biri olması. Ülkenin her köşesinde tanrıların/tanrıçaların sunakları ve tapınakları fışkırıyor. Buna alışığız tamam. Ama ya yaşayan bir tanrıça olduğunu söylesem :))

Evet, Hinduizmin yaşayan bir tanrıçası var. Durbar Meydanı’nda göreceğiniz en güzel yapılardan birinin içerisinde Hinduizmin yaşayan tanrıçası Kumari ikamet ediyor. Kırmızı kiremit cepheli ve eşsiz ahşap işçilikli süslemeleri ile küçük ama gösterişli bir evde yaşayan bu tanrıçayı görebilirsiniz. Ama sadece bir kaç saniye 🙂 Gözlerinizi dört açın.

Kumari’nin evini istediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz. Ama Kumari’yi görmek istiyorsanız saat 16.00-18.00 arasında Kumari Ghar’da olmanız gerekiyor. Kumari ile ilgili teferruatı merak edenler için şuraya sadece onunla ilgili yazdığım yazının linkini bıraktım 🙂

4-Pashupatinath Tapınağı

Hinduizm inancının en önemli ibadet noktalarından birisi bu tapınak. Çünkü içerisinden Ganj nehrinin bir kolu geçiyor. Yani Hinduların öldükten sonra kavuşmak istedikleri yer.

Nepal Hinduları ölümlerinden sonra yakılmak ve küllerinin nehre atılması için bu tapınağa getiriliyorlar. Katmandu’da ölü yakma törenleri bu tapınakta gerçekleştiriliyor. Aynı şekilde Hindular bu tapınağa gelip nehre adaklar da bırakıyor. Ya da arınmak için tapınağın içinden akan nehirde yıkanıyorlar.

Sadece ölü yakma törenleri ya da kişisel arınma gibi ritüeller değil, Hinduizm inancının en güzel ritüellerinden biri olan Aarti törenleri de bu tapınakta gerçekleştiriliyor. Aslında bu töreni izleyebileceğiniz en güzel yer Varanasi. Ama nerede olursa olsun izlemesine doyum olmayan ve insanın içini huzurla kaplayan bir ritüel Aarti. Bu yüzden buraya gün batımına yakın saatlerde gelip bu töreni mutlaka izleyin.

Tapınak içerisinde serbestçe dolaşan inekler, maymunlar ve bilumum hayvanlar göreceksiniz. Dokunmayın. Yanlarına da yaklaşmayın. Öylece geçip gidin 🙂

Tapınağın ölü yakma törenlerinin düzenlendiği açık havadaki kısmını görebiliyorsunuz. Fakat bazı bölümlerine sadece Hinduistler girebiliyor.

Ölü yakma töreni izlemek sizi kötü etkilemeyecekse, mutlaka izleyin. Dünyadaki yaşamımız, fanilik ve bir bedenin neler ifade ettiğine dair derin sorgulamaların içinde bulacaksınız kendinizi.

Ganj Nehri ve Pashupatinath Tapınağı

Hindular için Ganj nehri, dünya üzerindeki en kutsal nehir. Tanrı Shiva’nın saçlarından akıp dünyaya geldiğine inanıyorlar. Bu yüzden Ganj’ın ruhani değeri çok büyük. Ganj, Hindular için bir arınma noktası. Aynı zamanda dünyevi hayatın bittiği, ruhun reenkarnasyon yolculuğunun son bulduğu ve gerçek manada huzura kavuştuğu yer.

Ganj Nehri aslında Hindistan’ın Varanasi kentinden geçiyor. Dünyanın her yerinden Hindular bu yüzden ibadet amaçlı Varanasi’ye gidiyor. Daha da fazlası, Hindular Varanasi’ye ölmeye gidiyorlar. Nepal’de yaşayan Hindular için bu tapınağı bu kadar önemli hale getiren içinden akan nehrin bir şekilde Ganj ile bağlantılı olması. Varanasi’ye gidemeseler bile, burada yakıldıkları ve külleri bu tapınaktan geçen nehre atıldığında Ganj’a ulaşmış oluyorlar.

Ölü Yakma Geleneği

Hinduizm’de ölümden sonra beden gömülmez. Ölü beden yakılarak yok edilir. Bir Hindu öldüğünde bedeni yakılıp küller Ganj Nehrine atıldığında, ruhun dünya üzerindeki sirkülasyonu son bulur. Ölü bedenin külleri Ganj’a kavuşmazsa, başka bir bedende ruh yeniden dünyaya gelir. Bu döngü ruhun çıktığın beden Ganj ile buluşana kadar böyle sürer gider.

Hindular ölüme diğer inançlardaki gibi yaklaşmıyorlar. Ölümden korkmuyorlar. Ölümden korkmak onlar için İslam inancındaki günahlar ile eşdeğer. Ölen birinin arkasından yas tutmuyorlar. Aksine bu onları rahatlatıyor. Ölen kişi adına mutlu oluyorlar. Bu yüzden yanan bir bedeni izlemek onlar için bir anlam ifade etmiyor.

Ölen bedenin nasıl yakılacağı ailenin ekonomik durumu ile ilişkili. Zengin aileler ölen yakınlarını çiçekler ve hoş koku yayan odunlar ile, ve ateş ile tutuşturarak yakıyor. Durumu iyi olmayan aileler ise dandik odunlar ve elektrik kontağından elde edilen kıvılcımlar ile tutuşturarak yakıyor.

Aarti Töreni

Aarti, Hinduizmin en güzel ritüellerinden bir tanesi. Gün batımı vaktinde ve her zaman su kenarında yapılan, izlemesi dünyanın en keyifli ritüeli. Bütün gün boyunca dünyamızı aydınlatan, bize besinler ve su veren tanrılara şükür amacıyla gün batarken ateş ile yapılan bir ithaf. Güneş giderken ona ateşle yapılan bir uğurlama.

Törenin tamamı yaklaşık 40 dakika falan sürüyor. Biz bu töreni Pokhara’da Phewa gölü kıyısında izleme imkanı bulduk ve gerçekten hayatımda gördüğüm en büyüleyici ve huzurlu olaylardan biriydi diyebilirim. Katmandu’da izlemek isterseniz gelmeniz gereken yer de gün batımı saatinde Pashupatinath Tapınağı 🙂

5-Swayambhunath Tapınağı

Görsel heybetinin yanı sıra, etrafta serbestçe gezen ve köpekler ile didişen maymunları ile ünlü, nefes kesici bir tapınak.

Bu tapınağı benim için özel yapan bir diğer husus, buranın aynı zamanda bir Budist tapınağı oluşu. Etrafta turuncu entarili keşişler görmek, ibadetlerine ve günlük hayatlarından kesitlere tanıklık etmek oldukça ilginç.

Spiritüel aurasının ve maymunlarının haricinde bu tapınak Katmandu’nun en güzel manzara noktalarından da biri. Katmandu’ya bu tepeden bakmak, onu açık bir kitap gibi okumaya benziyor. Şehrin üzerine çöken sis bulutları izin verirse, nasıl mistik bir şehirde olduğunuzu bu tapınaktan rahatlıkla görebilirsiniz.

Swayambunath, Stupa isimli bir mimari stilde inşa edilmiş, oldukça eski bir tapınak. Tibet Budizminde bu stilde inşa edilmiş tapınaklardan çok sayıda var. Ve bunların en güzel örnekleri de Katmandu’da.

Mitolojisi de en az mimarisi kadar güzel. Swayambu kelimesi Sanskrit dilinde “kendiliğinden doğmuş/yaratılmış” anlamına geliyor. İnanışa göre zamanında, şuan Katmandu şehrinin üzerine kurulu olduğu Katmandu Vadisi devasa bir gölmüş. Ve içinde çok özel bir nilüfer çiçeği, kendi kendine bitivermiş. Manjushri isimli bir “bodhisatva” bu çiçeği görmüş ve ona tapınmak için bir tepeye çıkmış. (Bodhisatva, Buda’nın izinden giden, aydınlanma ve bilgelik yolunu takip eden kişi anlamına gelen bir kelime.) Manjushri, buranın güzel bir yerleşim olabileceğini düşünmüş ve diğer inananların da nilüfer çiçeğine ulaşabilmesini sağlamak için bir geçit açmaya karar vermiş. Açtığı bu geçit sayesinde göl suyu, vadiden dışarı akmış. Ve nilüfer bir tepeye, üzerinde çiçek ise tepenin üzerindeki stupaya dönüşmüş.

Maymunların Hikayesi

İnanışa göre Manjushri’nin saçlarının kısa olması gerekli. Ama Manjushri saçlarını uzatmış ve bitlenmiş. Nilüfer çiçeği tapınağa dönüşürken, Manjushri’nin saçındaki bitler de maymuna dönüşmüş. Bu yüzden tapınak kadar üzerindeki maymun sakinleri de kutsal kabul ediliyor.

6-Boudha Stupa

Sadece Katmandu’da değil, Nepal genelinde gördüğüm tartışmasız EN temiz tapınak. Sadece tapınak değil çevresi de çok temiz. Ayrıca mistik havası da öyle huzurluydu ki, tüm Nepal gezim boyunca en çok dua ettiğim yer de burası oldu.

Burası da bir Budist tapınağı. Ve aynı Swayambunath gibi Stupa tarzı mimariye sahip bir tapınak. Sadece Nepal’in değil, dünyanın da en büyük stupalarından bir tanesi. Devasa çaptaki küresel yapısı ile insana kendinini küçücük hissettirmeyi başarıyor. Konum olarak da Tibet üzerinden gelip Katmandu Vadisi’ne uzanan ticaret yolu üzerinde olması, bu tapınağı Tibet Budistleri için çok önemli bir yer haline getiriyor.

1959 yılında, Tibet’in başkenti Lhasa’da çıkan ayaklanmalar sebebiyle Tibet’ten Nepal’a pek çok mülteci göç etmiş. Bunların büyük bir çoğunluğu Katmandu’da bu tapınak etrafında konuşlanmışlar. Sonuç olarak günümüzde de tapınak ve yakın çevresi Tibetlilerin yoğunlukta olduğu bir bölge.

Tapınak Etrafında Neden Sürekli Bir Şeyler Dönüyor?

Tapınak etrafında ellerinde dönen çarklar ile mantralar okuyan ve stupanın etrafını yürüyen pek çok Tibetli ve başka milletten Budistler göreceksiniz. Aynı zamanda tapınağın dış duvarlarında da bazı tekerlekler ve bunları çeviren insanlar ile karşılaşacaksınız. Budizm ve Hinduizm inançlarında evren asla durmaz. Hareketsizlik iyi kabul edilmez. Bu yüzden insanlar mantra ve dualar yazılı olan bayraklar, tekerlekler ve çarklar yaparlar. Bunlar ya rüzgarla, ya da başka iticiler ile sürekli hareket eder. Ve böylece içinde yazılı olan iyi enerjiler bu hareket ile evrene yayılır. Bunları sadece bu tapınaklarda değil, bütün Budist tapınaklarında görebilirsiniz.

7-Thamel

Burası Katmandu’nun eğlence, alışveriş ve yeme-içme bölgesi. Everest Base Camp tırmanışı öncesi insanlar burada gevşemek için bir araya gelir, bira içer, birbirlerine iyi şans diler. Ayrıca bu zor yolculuk için ihtiyaçları olan son malzemeleri de buradan temin ederler.

Nepal alışveriş sevenler için tam bir cennet. Çoğu şey gerçekten çok ucuz. Ve ülkemizde bulmakta zorlanacağınız pek çok mistik ürünü burada rahatlıkla bulabilirsiniz. Tekstil ürünleri de burada aşırı uygun. Yak yününden yapılma ürünler özellikle benim favorilerim oldu. Kumaş ürünler de %100 pamuk. Valizinizde bunlar için bolca yer açın.

Bu bölge yeme-içme konusunda bize biraz pahalı geldi ama yine de beğendik. Benim gibi mide hassasiyeti olan ve bu tip ülkelerde aç gezmek mecburiyetinde olan kişilerin yemek yiyebileceği çok mekan var. Dünya mutfağı restoranlarından geleneksek Nepal lezzetlerine kadar pek çok şeyi bu bölgede bulabilirsiniz.

Katmandu ile ilgili tüm sorularınızı yorumlara yazabilirsiniz. Ayrıca bana Instagram hesabım üzerinden DM yoluyla da ulaşabilirsiniz.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *