Hem tarih hem de doğa severler, sizlere sesleniyoruz. Dönem dizisinden fırlamış gibi sokaklar, Akşemseddin Türbesi, birbirinden lezzetli yemekler ve kamp için alternatifler. Daha ne sayalım Göynük’e gitmeniz için 🙂 Başlamadan önce Çubuk Gölü Kamp Rehberi, Yedigöller Kamp ve Gezi Rehberi ve Sonbaharda Bolu Rotaları yazılarıma da göz atmayı ihmal etmeyin.

https://www.youtube.com/watch?v=Q5NC2_JaHHA

Göynük Hakkında

Göynük, Osmanlı zamanından kalma izleri bugüne kadar özenle korumuş ilçelerden bir tanesi. Klasik Osmanlı tarzı sokaklar ve yapılar günümüzde de hala kullanılıyor. Buram buram tarihi dokusunun yanı sıra, sessizliği ve huzuru ile de insanı kendine çekiyor. Öyle ki Cittaslow ünvanına bile sahip.

Huzur dolu şehrin huzur dolu ilçelerinden bir tanesi özetle. Tarihi evleri ve bozulmamış dokusunun yanında burayı önemli hale getiren bir başka unsur Akşemsettin. Fatih Sultan Mehmet’in hocası olan bilim insanı Akşemsettin, ölümünden sonra buraya defnedilmiş. Göynük deyince akla gelen ilk isim kesinlikle Akşemsettin. Bu yüzden gezilecek yerler önerilerimizden önce biraz kendisinden bahsetmek istiyoruz.

Akşemsettin Kimdir?

Asıl ismi Mehmed Şemsettin olan bu tıp alimi, aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet’in hocası. Asıl doğum yerinin Şam olduğu biliniyor. İlk eğitimini babasından alarak hafız olmuş. Babasının vefatından sonra Amasya ve Osmancık medreselerinde eğitimine devam etmiş. Ve Osmancık medresesinde müderris olmuş.

Sonraki zamanlarda tıp ve eczacılık bilimlerine merak sararak, bu alanlarda eğitim almaya başlamış. Ayrıca tasavvufa olan ilgisi onu İran yollarına düşürmüş. İran’da aradığını bulamadığı için yeniden Anadolu’ya yönelen Şemsettin, sonraki dönemde Ankara, Halep, İskilip ve Beypazarı’nda kısa kısa da olsa yaşamış. En sonunda Göynük’e gelmiş ve buraya yerleşmiş. Burada çocukların eğitimleri için ciddi şekilde çalışmış ve emek harcamış. Aynı zamanda 7 kere de hacca gitmiş.

Fatih Sultan Mehmet’in danışmanı olarak İstanbul’un fethinde rol oynamış. İstanbul’un fethinin ardından Ayasofya’da ilk hutbe okutulmuş, ve fethin ilk Cuma namazı Akşemsettin tarafından kıldırılmış. Fetihten sonra ise tüm ısrarlara rağmen İstanbul’da kalmak istememiş ve Göynük’e dönmüş.

Göynük’teki türbenin kitabesinde tıp biliminde mikroskobik canlıları keşfeden kişi olduğu yazıyor. Aynı zamanda sadece beden değil ruh sağlığı ile de ilgilenmiş.

Geçmişte burada yaşamış olması, ölümünden sonra buraya defnedilmesi Göynük ilçesini tarihi açıdan çok önemli bir konuma taşıyor. Buraya yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden biri de Akşemsettin Türbesi zaten. Ayrıca daha verimli ve anlamlı bir gezi olması adına, gelmeden önce Akşemsettin ile ilgili mutlaka araştırma yapmanızı öneriyoruz.

Mutlaka Yapın…Gezme, Görme, Yeme İçme Listesi

Mutlaka gezmeniz gereken yerler sıralı tam listemiz aşağıda. Bununla birlikte diğer Bolu önerilerimiz için bu linke tıklayarak diğer Bolu rehberlerimizi de okuyabilirsiniz.

Zafer Kulesine Çıkın

Araçla yolunu bulamadığımız, ve çok yorgun olduğumuz için yürüyerek çıkmaya cesaret edemediğimiz yer. Göynük merkezden rahatlıkla görebileceğiniz kule. Aynı zamanda çıktığınız zaman en güzel Göynük manzarasını da görebileceğiniz yer.

Cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı Hurşit Bey isimli biri tarafından yaptırılmış. Eğer çıkması çok zor değilmiş, ama o kadar yorgunduk ki bizim gözümüz kesmedi. Ama size mutlaka çıkmanızı tavsiye ediyoruz. Drone kullanıyorsanız mutlaka bir uçuş yapın ve muhteşem Göynük manzaraları yakalayın.

Akşemsettin Türbesi ve Gazi Süleyman Paşa Camiini Ziyaret Edin

Yukarıda isminden sıkça bahsettiğimiz Akşemsettin Hazretlerinin türbesi tam merkezde. Camii de hemen yanında. Hatta gitmişken Gazi Süleyman Paşa Hamamını da ziyaret etmekte fayda var.

Meydandaki Tezgahlardan Ahşap ve Kumaş Ürünler Alın.

Akşemsettin Türbesinin bulunduğu meydan aynı zamanda geniş bir çarşı. Burada çok sayıda tezgah var. Bu tezgahlarda yöresel ahşap ve kumaş ürünler bulabilirsiniz.

Tarihi Sokaklarda Kaybolun. Eski Osmanlı Mimarisini Fotoğraflayın.

Sokaklar gerçekten bir dizi setini andırıyor. Eski Osmanlı evlerinin arasında boş boş yürüyün. Sokakları fotoğraflayın. Kedileri besleyin.

Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesinde Sonbahar Yapraklarına Karşı Kahvenizi Yudumlayın.

Ulu bir çınar ağacının altında kahve içmekten daha keyifli bir mola olabilir mi? Hele mevsim sonbaharsa. Mutlaka uğrayın ve çınar ağacının gölgesinde soluklanın. Çayınızı, kahvenizi keyifle için.

Göynük Lezzet Sofrasında Yöresel Lezzetleri Tadın

Güveçte Sarma ve Göynük Mantısı denedik. Her ikisi de şahane. Bu restoran ve aynı hizadaki tüm yöresel restoranlarda şahane lezzetler sizi bekliyor.

Uğut ve Diğer Yöresel Ürünlerden Satın Alın. Yerel Üreticiye Destek Olun.

Uğut, çimlenmiş buğdaydan yapılmış bir çeşit marmelat. Pek çok hastalığa şifa olduğu söyleniyor. Fakat açtıktan sonra kısa bir süre içinde tüketmeniz gerekli. Yoksa bozuluyor.

Uğut ile birlikte erişte, bakliyat vb gördüğünüz her türlü kuru gıda ürününü alın. Bulabileceğiniz en doğal ürünler bunlar. Hazır buraya kadar gelmişken kiler alışverişini hem çok daha ucuza hem de doğal ürünler alarak yapın. Ayrıca yerli üreticiye de destek olmuş olacaksınız. Kuru gıda ile birlikte meyve sebze alışverişi bile yapabilirsiniz.

Çubuk Gölünde Kamp Yapın. Yel Değirmenlerini Fotoğraflayın.

Çubuk Gölü, bu rotadaki en ısrarla gidin dediğimiz yer. Eğer imkan varsa mutlaka kamp yapın. Kamp yapamıyorsanız bile, en azından göl kıyısında yürüyüşe çıkın. Yel değirmenlerini fotoğraflayın. Ayrıca göl kıyısında yöresel ürünler satan Zeyneti Abla’nın ürünlerinden satın alın. Kendisi sadece hafta sonları orada oluyor. Elde ettiği gelir ile iki çocuğunun eğitim masraflarını karşılıyor. Yöresel ürünlerinden alarak siz de destek olabilirsiniz.

Çubuk Gölü kıyısında kamp yapmak isteyenleri Çubuk Gölü Kamp Rehberi yazımıza mutlaka bekliyoruz.

Bonus: Sünnet Gölü Kıyısında Çay İçin Ya da Alabalık Yiyin.

Göynük’ten bir türlü ayrılamayınca tahmin ettiğimizden daha çok vakit kaybettik. Tam Abant’a gün batımı yakalamak için yola çıkmıştık ki “Aaaaaa Sünnet Gölü burdaymış, geri dönelim de şu yola sapalım” şeklinde ani bir kararla yol üzerinden geri dönerek gittiğimiz göl. Değdi mi derseniz ne olumlu ne olumsuz cevap veremeyiz. Ama görmüş olmak her zaman görmemiş olmaktan iyidir 🙂

Şaka bir yana, vakit varsa eğer, geçerken bile olsa mutlaka bir çay molası verin burada. Eğer su çekilmemişse manzarası şahane. Dileyenlerin konaklayabileceği ve kafa dinleyebileceği tesis de var göl kıyısında. Konaklama tesisi ile birlikte bir de salaş kafe-restoran tarzı bir mekan var.

Tabiat parkı içerisinde yürüyüş veya bisiklet sürme gibi imkanlar da mevcut. Sadece oturup manzara izlemekle yetinmek istemeyenler için de seçenekler var yani.

Göynük’ten ayıldıktan sonra, Bolu-Bilecik yolu üzerinde, kendini tabela zanneden bir şeyin üzerinde Sünnet Gölü yazıyordu. Biz bu yazıyı görünce buranın yol üzerinde olduğunu anlayıp saptık. Gözden kaçırmaya çok müsait bir sapak. bu yüzden navigasyonu dikkatle takip edin. Ayrıca bu yol üzerinde internet kafasına göre çekiyor. Yani çevrimdışı harita kullanmakta fayda var. Fikir vermesi açısından buraya yol tarifi linki bıraktık.

Dilerseniz yol üzerindeki tesislerde alabalık da yiyebilirsiniz. Besi balığı ile aramız pek iyi olmadığı için biz tercih etmedik.