FAS GEZİLECEK YERLER- MARAKEŞ, FES, ŞAFŞAVAN, MERZOUGA, AIT BENHADDOU, TİNGHİR

Kuzey Afrika denince akla gelen ilk yer Fas. Aynı anda hem Afrika'da hem Ortadoğu'da, inanılmaz bir coğrafyada ve kültürün içindesiniz. 

Fas Gezisine Başlarken

Biz Fas’ı gezmeye Marakeş’ten başladık. Oradan sonra Atlas Dağlarını geçerek Ait BenHaddou, Dades Vadisi ve Todgha Vadisine ulaştık. Yolculuğun devamında ise Sahra Çölü için Merzouga’ya doğru yol aldık. Merzouga’dan sonraki rotamız Fes, Şafşavan, Fes ve Marakeş şeklinde oldu.

Fas’ın her bir köşesinde aslında ayrı bir hazine var. Fakat Fas’ın tamamını gezmek için çok ciddi zaman ve paraya ihtiyaç var. Bu yüzden biz ülkenin sadece orta ve kuzey kesimlerinde dolaştık. Fas’ın güney sahilleri Bahamalar ile yarışır güzellikte. Kuzey kesimlerinde ise birbirinden güzel şelaleler, dağlar, kanyonlar var. Sahra Çölü zaten başlı başına Fas’a gidiş sebebi.

Bir yanda dağlarda hala geleneksel tarzda yaşayan yarı göçebe Berberi topluluklar, diğer yanda çölde doğup büyümüş çocuklar var. Ülkenin her köşesinde bambaşka bir kültür ile karşılaşacaksınız. Fas özellikle Berberi kültürünün hak ettiği değeri bulduğu nadir ülkelerden bir tanesi. Ve ülkenin her köşesinde bu kültürün izlerine rastlamanız mümkün. Bu yüzden kısaca bu kültüre değinmekte fayda görüyoruz.

Berberi Kültürü

Tarih öncesi dönemden beri Kuzey Afrika’yı mesken tutmuş, oldukça geniş bir kabile Berberiler. Ana dilleri Berberice, alfabeleri bile daha önce hiç görmediğimiz bir alfabe. Alfabeleri İbranice’ye benziyor. Yani okuması ya da yazması bizler için fersah fersah uzakta bir dil. Dilleri Arapça’ya benzese de, Araplar ne dediklerini anlamıyor.

Libya, Tunus, Fas, Cezayir, Mısır, Moritanya gibi pek çok ülkeye yayılmışlar. Bu geniş kabile göçebe, yarı göçebe şekilde yaşamış tarih boyunca ve büyük çoğunluğu hala böyle yaşıyor. Elbette modern hayatın getirdiği bir takım şeylere ayak uydurabilmek için şehir hayatına geçenler de azımsanacak gibi değil. Hatta Fas’ın bazı şehirlerinde ezici çoğunlukta Berberi yaşıyor. Öyle ki yollarda geçtiğimiz bazı şehirlerin caddelerinde, sokaklarında değil Fransızca, Arapça tabela bile yoktu. Tamamı Berberice idi tabelaların.

Bu geniş kabile, Kuzey Afrika’nın farklı medeniyetlerin himayesi altına girmesi ile doğal olarak farklı kültürlerden etkilenmişler. Bunlar arasında Roma ve Osmanlı da yer alıyor.

Çoğunluğu İslam dinini kabul etmiş olsa da farklı dinlere mensup Berberiler de var. Oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmanın bir sonucu olarak hem farklı dinlere inananları var, hem de kendi içlerinde çok fazla etnik kökene ayrılmışlar. Çoğunluğunun İslamı seçmesindeki en büyük etken tabi ki yaşadıkları topraklarda süregelen Arap hakimiyeti. Araplar ile ilk karşılaşmalarından bu yana tam anlamıyla bir uzlaşma ve barış sağlayamamışlar. Ayrıca Arapların yoğun baskısı ile mücadele etmek zorunda kalmışlar. Yani tarih boyunca bağımsızlık mücadelesi vermişler. Bu yetmezmiş gibi bir de Kuzey Afrika’da bela gibi türeyen sömürgecilik faaliyetleri ile cebelleşmeleri gerekmiş. Hatta bu mücadelede Araplar ile beraber savaşmışlar.

Günümüzde ise Berberilerin bağımsızlık mücadelesinin meyve verdiği hala çok fazla yer yok. Fas bu duruma istisna ülkelerden biri. Diğeri ise Cezayir. Bu iki ülkede Berberiler gerek sosyal hayatta gerek devlet yönetiminde kendilerine yer bulabilmiş ve seslerini duyurabilmişler. Bugün Berberice her iki ülkede de Fransızca ve Arapça’dan sonraki resmi dillerden biri. Varlıkları anayasal olarak tanınıyor. Dilleri okullarda okutuluyor.

Fas Gezilecek Yerler

Şehir şehir sizinle Fas gezilecek yerler listesi paylaştık aşağıda. Bazıları bizim göremediğimiz, görmeye fırsat bulamadığımız şehirler. Fas çok büyük bir ülke ve yukarıda değindiğimiz gibi her köşesinde ayrı bir doğal hazine ya da bambaşka bir kültür var. Bu yüzden Fas’ta nereleri görmek istediğinize karar vermek oldukça zor oluyor.

Ama planlamanızı yaparken hangi şehirde ne olduğunu bilmeniz, size hitap eden yerleri seçmeniz için şart. Bu yüzden bizim önerimiz öncelikle Fas’a neleri görmek neleri deneyimlemek için gideceğinize karar vermeniz. Biz de bu rehberi tam olarak bunun için hazırladık.

Biz öncelikle hangi şehirde neler olduğunu, bunlardan hangilerini görmeden Fas’tan dönersek gezimiz eksik kalır bunları belirleyerek işe başladık. İncelediğimiz şehirler arasında Casablanca, Rabat, Meknes, Tangiers gibi şehirler de vardı. Ama bizim için Fas’a en büyük gidiş sebebi Sahra Çölü idi. Bu yüzden Merzouga’yı listenin baş sırasına koyduk.

Mesela çöl gezisi bazı insanların hiç ilgisini çekmiyor. Kimisi ise bizim gittiğimiz dönemde sıcak olduğu için tercih etmedi. Ama biz “bir daha kim bilir ne zaman geliriz” mantığı ile, hem çok sıcak olduğu hem de süremizden 2 gün çaldığı halde çölden vazgeçemedik. Ayrıca çöle giderken yol üzerinde göreceğimiz bazı yerler de Fas gezilecek yerler listemizde yer alıyordu. Ait Benhaddou gibi. Bununla birlikte Berberi kültürü ile tanışmakla da çok ilgileniyorduk. Bu yüzden çöl gezisi bizim için çok önemliydi.

Bizim Fas gezilecek yerler listemizin bir diğer yıldızı ise Şafşavan. Mavi inciyi görmeden Fas’tan ayrılmak istemedik. Bu da bize yol su elektrik olarak geri döndü elbette. Ama değdi mi derseniz fazlasıyla değdi.

Siz de bu şekilde sizin için önemli olan, görmezsem olmaz dediğiniz her yer belirleyin. Ondan sonraki işiniz rotanızı belirlemek. Bizim Fas rotamız aşağıdaki gibiydi. Bu linke tıklayarak daha detaylı görüntüleyebilirsiniz.

Marakeş

Fas’ın en büyük ve en güzel şehirlerinden bir tanesi. Bizim de gezimizin başlangıç noktası. Neden burayı seçtiğimizi Fas Gezisi planlama yazımızda detaylıca anlattık.

Berberi dilindeki Murakush yani “tanrının ülkesi” kelimesinden geliyor Marakeş ismi. Bir diğer ismi ise Kırmız Şehir. İsminin hakkını fazlasıyla verecek derecede kırmızı gerçekten de. Abartılı ve yüksek mimariden uzak bir planlamaya sahip, çok mütevazı bir şehir.

Marakeş’i Marakeş yapan bir diğer unsur ise dünyanın en aktif ticaret merkezlerinden biri olması. Medina bölgesindeki Djemaa el Fna meydanı, dünyanın en hareketli meydanlarından bir tanesi. Sokak lezzetlerinin, alışverişi, eğlencenin ve kaosun Afrika’daki başkenti.

Aynı zamanda Fas’ın en sıcak şehirlerinden bir tanesi. Yaz aylarında sıcaklık öğle saatlerinde, gölgede 42 dereceyi buluyor.

Hırsızlık olaylarının da çok sık yaşandığı bir şehir olduğu için tedbirli olmakta fayda var. Bununla beraber birinden yardım istemeden önce iki kere düşünmeniz gereken bir şehir. Bazı çeteler turist avına çıkıyor ve ağlarına takılmak gerçekten istemezsiniz. Bu yüzden öncelikle eşyalarınızı emin bir şekilde taşıyın. Pasaport, para kredi kartı gibi şeyleri emniyete alın. Ayrıca şehir içinde bir yere gitmek için online harita kullanın. Yanılıp şaşırıp size yol göstermek için yanınıza yaklaşanların peşine takılmayın. Eğer size yaklaşıp yardım teklif ediyorsa anlayın ki sizden para isteyecek.

Medina Bölgesi

Marakeş’in en hareketli yeri. Fas gezilecek yerler listesinin demirbaşlarından bir tanesi. Dünyanın en kaotik ama gezmesi en zevkli “old town” bölgesi ve çarşısı. Esnaf tacizinden kurtulmaya çalışmak bile insana haz verir mi ya? Burada veriyor. Marakeş’te hiç olmaz dediğiniz her şey oluveriyor.

Normalde kalabalık yerlerden koşarak uzaklaşan ben bile Medina’nın büyüsünden kendimi alamadım. O pis, o leş insan kalabalığının içinde kaybolmak istedim. Üstelik pandemiye ve sadece 2. doz aşım yetişmemiş olduğu halde.

Dünyanın bu en pis, en kalabalık, en kaotik ama aynı anda en otantik, en nefes kesici en büyüleyici bölgesinde gezmeden Marakeş’i gezmiş sayılmazsınız. Gözlerinizi kapatın ve kalabalığı takip edin. Yemin ediyorum insanı kendine bağlayan birşey var o bölgede. Efsunlu mudur nedir anlamadık.

Bu arada zaten listenin kalan kısımlarında yazdığımız yerleri gezerken Medina bölgesini de gezmiş olacaksınız. Bu başlığı açmamızın asıl sebebi sadece aşağıdaki yerleri gezerken gördükleriniz ile yetinmemeniz gerektiğini belirtmek. Her köşesini döndüğünüzden emin olana kadar gezin Medina’da. Her noktasında fotoğraf çekin.

Daracık sokaklarında çıkan kavgalara bile şahit olun. Ara sokaklarındaki riadlarda konaklayın. Sokak satıcılarının sizinle sıkı pazarlık yapmasına izin verin. Yani dibine kadar, bir Faslı gibi yaşayın Medina bölgesini.

Djemaa el Fna

Yukarıda da ismini andığımız devasa ve kaotik meydan. Sokak lezzetleri meraklıları için yiyecek cenneti. Marakeş’in kalbinin attığı ve ritmin hiç düşmediği yer.

Gösteri maymunlarından akrobatlara, sokak satıcılarından yiyecek standlarına kadar Marakeş’e özgü her şeyi burada göreceksiniz. Ayrıca sokak lezzetlerinden gelen iştah açıcı kokulara karşı koymakta zorlanacaksınız. Başarsanız bile aklınız kalacak ve yemezseniz riada aç döneceksiniz.

Bu meydanı iki şekilde görmenizi tavsiye ediyoruz. Birincisi içinde kaybolarak. Yiyecek standlarının yanından yönünden geçip, kokuları takip ederek. Sokak satıcılarının tacizlerinden kurtulmaya çalışarak.

İkincisi ise meydanın etrafındaki mekanlardan birine oturup, çayınızı içerek meydanın silüetine yukarıdan bakmak. Bu da en az ikincisi kadar keyifli.

Al Badii Sarayı

Allahın 99 isminden biri olan El Badii kelimesinden geliyor ismi. Türkçe anlamın eşsiz demek. Bir zamanlar gerçekten eşsiz ve havalı bir saray olan Al Badii günümüzde maalesef harabeye dönmüş. Yapımında kullanılan çok sayıda değerli malzeme ise artık yok. define avcıları tarafından talan edilmiş.

Az sonra ismini göreceğiniz, Marakeş’in en önemli yapılarından biri olan Kutubiye Camii’nin minber kısmı bu sarayda sergileniyor. Fakat bu kısım ekstra ücrete tabi. Sarayın 2021 ylılı giriş ücreti 70 Dirhem ve nakit olarak ödemeniz gerekiyor.

Bahia Sarayı

Geleneksel Fas mimarisinin ve sanatının en güzel örneklerinden biri olan muhteşem saray. Kelime anlamı ihtişamlı demek. Ve bu kelimenin hakkını fazlasıyla veren bir saray. Çiniler göz kamaştırıyor. Tavandaki ahşap işçiliği karşısında ise söylenecek söz bulunamıyor. Sadece yapıldığı dönemin değil, günümüzün de en ihtişamlı saraylarından biri olduğu kesin.

19. yy da yapılmış olan bu sarayın inşaatı tam 14 yıl sürmüş. Bu kadar ihtişamı daha kısa sürede tamamlamak mümkün olamazdı zaten. Sarayın 2021 yılı giriş ücreti 70 Dirhem. Nakit olarak ödemeniz gerekiyor.

Majorelle Bahçeleri

İçerisinde Yves Saint Laurent Müzesi ve Berberi müzesi de bulunan fevkalade bir botanik bahçesi. Kobalt mavi ve sarı tonlarının birbiriyle uyumuna bir de kaktüslerin o heybetli duruşu eklenmiş ki böyle bir görsel şölen ben ömrümde görmedim.

Fransız ressam Jacques Majorelle’e ait olan bu arazi, ressamın uzun yıllar verdiği emekler sonucunda cennet bahçesi gibi bir yer haline gelmiş. Fakat Majorelle trafik kazası geçirdikten sonra, bu bahçe uzun bir süre atıl vaziyette kalmış. Hatta bir dönem otel olma tahlikesi ile karşı karşıya kalmış. Fakat ünlü modacı Yves Saint Laurent ve Pierre Berge, bu bahçeye dokunmaya karar vermiş. Yves Saint Laurent, ikinci evim dediği bu bahçeyi ölümünden sonra bile terk etmemiş. Külleri bu bahçeye serpiştirilmiş.

Saatlerce çıkmak istemeyeceğiniz, her köşesinde fotoğrafınız olsun isteyeceğiniz cennet gibi bir yer. Burayı görmeden Marakeş’e gittim demeyin. Giriş ücreti 2021 yılı için 100 Dirhem. Bu sadece Majorelle bahçelerine giriş için fiyat. Ekstradan Berberi Müzesini gezmek isterseniz 50, Yves Saint Laurent Müzesini gezmek isterseniz 100 Dirhem daha ödemeniz gerekiyor. Hepsini gezmek istiyorum derseniz kombine bilet seçeneği ile daha az ödemiş olursunuz. Kombine bilet 2021 fiyatı 220 Dirhem. Biletlerinizi almak için bu linke tıklayabilirsiniz.

Kutubiye Camii

Geleneksel Fas mimarisinin yine en güzel örneklerinden bir tanesi. Marakeş’in en büyük camiisi. Dikdörtgen şeklindeki ilginç mimarisi ile şehrin her yerinden görülen bir minareye sahip. Ayrıca içi de dışı kadar güzel.

Ben Youssef Medresesi

Fas’ta iç mimari sanatının ne kadar güzel olduğunun kanıtı olan medrese. Marakeş’in en büyük medresesi. Eğer Fas kültürünü yakından tanımak istiyorsanız mutlaka bu medreseyi görün.

Fes

Fas’ın üçüncü büyük şehri. 1200 yıllık geçmişi ile yaşayan bir tarih. Bazı sokakları 20 cm genişliğinde olan bu şehir, dünya deri işçiliğinin de başkenti. Çünkü bu şehirde tam 3 tane tabakhane var. Burada üretilen deri ürünler dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor.

Dünyanın en eski üniversitesine ve birbirinden renkli medreselere de ev sahipliği yapıyor bu şehir. Fas’ın en kaotik şehirlerinden olmasına rağmen, gezmesi de en zevkli şehirlerinden biri.

Yine burada da Marakeş’te olduğu gibi Medina bölgesi inanılmaz keyifli. Marakeş kadar canlı ve hareketli olmasa da, burada da alışveriş yapmak, dükkanlarda kaybolmak, esnafla pazarlık yapmak çok zevkli. Çarşısını gezmeden ve deri alışverişi yapmadan sakın dönmeyin.

Ayrıca Fes’in medreseleri iç mimari sanatının bize göre gelebileceği son nokta. Fakat biz bayramda Fes’e gitmek gibi bir gaflette bulunduk. Maalesef içlerini görmek istediğimiz tüm medreseler kapalıydı ve hiç birini göremedik. Fakat Fas’ın en göz alıcı medreselerinin Fes’de olduğunu söyleyebiliriz.

Chouara Tabakhanesi

Fas şehrindeki 3 deri tabakhanesinin en büyüğü. Aynı zamanda dünyanın hala faal olarak çalışan en eski tabakhanesi. Tarih boyunca deri işçileri, aileleri ile birlikte bu tabakhanenin etrafında bulunan evlerde yaşamış ve kendilerine kendi içlerinde bir hayat kurmuşlar. Burada hem çalışmış, hem de yaşamışlar.

Fakat salgın sebebiyle Fes’in en çok turist çeken bu noktasına turist gelmez olmuş. .Sınırların kapalı olması ve sürekli artan vaka sayıları sebebiyle turistlerin gelememesi, üretimi de olumsuz etkilemiş. Dolayısıyla eskiden bu tabakhanede yaşayan pek çok aile burayı terk etmek ve kendilerine başka işler bulmak zorunda kalmış. Eskiden 200’den fazla ailenin yaşadığı tabakhanede şuan bu sayı 50 civarına düşmüş.

Karaviyyin Üniversitesi ve Camisi

İçini bayram münasebetiyle gezemediğimiz ama dışını görünce bile “içi nasıldır acaba” diye düşünüp iç geçirdiğimiz mekan. Dünyanın en eski üniversitesi. Tarih boyunca önemli bilim insanlarını eğitmiş olan bu üniversite, hala aktif olarak eğitime devam ediyor. Ayrıca Fas’ın çeşitli şehirlerinde fakülteleri de var.

Ebu İnaniye ve El Attarine Medreseleri

Kaldığımız riadın dibinde olduğu halde içlerini gezemediğimiz iki medrese. Günümüzde bu medreselerin bazı kısımları ibadethane olarak iş görüyor. Fes’in tabakhanelerden sonra en çok fotoğraflanan yeri bu iki medrese. Özellikle içindeki çiniler göz zevki konusuna yeni bir soluk getirebilecek kadar güzel. Bunların sadece fotoğrafını gördükten sonra modern iç mimari sanatını ve minimalizmi ciddi ciddi sorgulayacaksınız.

Bab Boujloud

Blue Gate olarak turistlere tanıtılan ve istemeseniz de göreceğiniz, eski şehrin en büyük giriş kapısı. Üzerindeki mavi çiniler sebebiyle bu ismi almış. Heybetli ve güzel duruşuna rağmen, ateşli silahların icadı ile birlikte işlevini yitirmiş. Sadece sembolik olarak eski Fes’e geldiğinizden sizi haberdar etmek için orada duran giriş kapısı.

Şafşavan

Sadece sokaklarında boş beleş yürümek ve fotoğraf çekmek için gideceğiniz şehir. Fas gezinizin dinlenme noktası olarak seçmeniz tavsiye olunur. Masmavi sokakları ile ün yapmış, Riff dağlarının eteklerindeki efsane güzellikteki bir yer.

Aslında sadece birkaç saatte gezip bitirebiliyorsunuz. Ama o kadar doyamıyorsunuz ki süreyi daha ne kadar uzatabiliriz diye kafa patlatıyorsunuz.

Tek gezilecek yeri masmavi daracık sokakları olduğu için bu kısımda size alt başlık vermiyoruz. Fakat bu demek değil ki Şafşavan’da görülecek hiç bir şey yok. Zaten o mavi sokaklarda kaybolmak için Şafşavan’a gidiyoruz.

Araplar ve Museviler İspanya’dan sürüldükten sonra buraya yerleşmişler. Halkın barış içinde yaşadığı bu güzel şehir, Tevrat’ta geçen bir emir üzerine maviye boyanmış. “Kıyafetlerinizin bir kenarına mavi püskül takın” emri, Şafşavan’ın maviye boyanmasına sebep olmuş.

Fas’ın geceleri de yaşayan şehirlerinden bir tanesi aynı zamanda. Küçük meydanında geceleri kafeler ve restaurantlar cıvıl cıvıl. Ayrıca geleneksel enstrümanlar ile sokak gösterisi yapan gençleri izlemek, onlara katılıp geleneksel danslarına eşlik etmek de başka bir eğlence.

Ayırabildiğiniz kadar uzun süre ayırın Şafşavan’a. Küçücük de olsa bu şehirde her sokağın tadını çıkarmak isteyeceksiniz. Ve asla sıkılmayacaksınız. Keşke 1 günümüz daha olsaydı dedik biz ayrılırken. Üstelik girilmedik sokak bırakmadığımız halde.

Merzouga

Sahra Çölü için geleceğiniz köy. Fas gezilecek yerler listesinin incisi. Cezayir sınırındaki Merzouga’da çöle gidiş için deve safarisi, ATV turu, jip safari ya da sand board gibi aktiviteler satın alabileceğiniz pek çok yer mevcut. Yaz aylarında hayalet şehire dönüyor. Sıcak sebebiyle sokaklarında pek kimse değil, hiç kimse göremezsiniz. Evlerin camları kapıları da sıkı sıkı kapalı oluyor. Çok sayıda çöl manzaralı, havuzlu ve klimalı otel de mevcut. Sahra çölü dışında pek ilginç bir şey ile karşılaşmayacak olsanız da zaten çöl buraya gelmek için yeterli bir sebep. Sahra çölüne gidiş ile ilgili yazımı okumak için bu linke tıklayabilirsiniz.

Ait Benhaddou

Game of Thrones desem bazılarınız heyecanlanacaktır eminim. Sadece o değil, Gladyatör, Prince of Persia, Mumya ve çok daha fazlası. Tüm bu filmlere set olmuş bir köy Ait BenHaddou. Fas gezilecek yerler listesinin en olmazsa olmazlarından.

Biz dizi ve filmlerden tanısak da, bu köy aslında İslamdan önce kurulmuş bir Berberi köyü. Kil ve çamurdan yapılmış eşsiz bir mimari örneği. Kurulduğu günden bugüne ayakta kalmayı başarmış bir tarih resmen.

Geçmişte Sahra ile Marakeş arasındaki ticaret yolunun üzerindeki önemli bir durakmış bu köy. Atlas dağlarını geçmek için kullanılan geçitlere yakınlığı sebebiyle çok büyük ticari öneme sahipmiş. Berberilerin hala yaşamaya devam ettiği bu yerleşimi ortadan ikiye bölen bir nehir yatağı var. Bu nehir yatağı Moritanya’dan geliyor ve bölgeye su getiriyor. Nehir kuruduğu zaman ise bölge kuraklığa mahkum.

Günümüzde burada yaşayan Berberiler nehrin diğer yakasında kendilerine daha modern bir hayat kurmuşlar. Ama bazı aileler hala eski geleneksel yaşamlarını terk etmemiş. Ait BenHaddou’nun eski yerleşiminde hala yaşayan 10 aile var. İnternetten, telefondan geçtim, köyde elektrik ve su bile yok. Fakat buna rağmen nehrin diğer tarafındaki modern hayata geçmeyi reddediyorlar. Üstelik yazın feci derecede kurak olduğu halde.

Nasıl su olmadan yaşadıklarını sordum. Civardaki bir kuyudan su taşıyorlarmış. Fakat Ait BenHaddou’nun diğer tarafında su var. Birbirinden sadece nehir yatağı ile ayrılan iki yerleşimden birinde bu kadar imkan olup diğerinden hiç bir imkan olmaması bize çok ilginç geldi.

Ait BenHaddou, Sahra Çölüne giderkenki yol güzergahının önemli duraklarından bir tanesi. İster çöle giderken, ister çölden dönerken uğrayın. Ama mutlaka uğrayın.

Tinghir

Todgha Vadisine giderken uğradığımız eski bir Berberi yerleşimi. Vaha gibi yollardan geçerek ulaştığınız bu yerde yarı göçebe Berberiler yaşıyor.

Yakın geçmişe kadar Atlas Dağlarında mağaralarda ya da çadırlarda yaşıyorlarmış. Keçileri, koyunları, develeri ve eşekleri var. Hayvanları ve kendileri için su kaynağı olacak yerler arayarak hayatlarını sürdürmüşler. Fas Kralı onlara bu köyü verince, çocuklarının eğitim görebilmesi için yarı yerleşik hayata geçmişler. Çünkü dağlarda okula gönderme şansları yok çocuklarını.

Yılın belli dönemlerinde belli aileler dağlara çıkıyor. Diğer aileler köyde kalmaya devam ediyorlar. Dağlara çıkmak için hala eşek, deve ve katırları kullanıyorlar. Dağlara çıktıkları zaman, yün elde etmek için hayvanlarını canlı olarak traş edip, elde ettikleri yünleri köylere indiriyorlar. Gelen bu yünler, Berberi kadınların ellerinde birer sanat eserine dönüşüyor.

Yünler köyde akan nehirlerde yıkanıp kurutuluyor. Ardından fırça benzeri bir alet ile temizlenip, iplik haline geliyor. Kök boyalar ile renklendiriliyor. Örneğin mor renk için lavanta, kırmızı için gelincik çiçekleri, sarı ve tonları için safran, mavi ve tonları için çivit otu, turuncu ve tonları için kına kullanıyorlar.

Renklenme işleminden sonra bu yünler Berberi kadınların elinde sanat eserine dönüşüyor. Geleneksel yaşamlarını halılara dokuyan kadınlar, bu geleneği kız çocuklarına da öğreterek nesilden nesile aktarıyorlar. Bu geleneksel yaşam, Fas’ta gördüğümüz en güzel şeylerden biriydi. Halılar biraz pahalı da olsa, bütçeniz varsa mutlaka alın. Her biri el dokuması ve inanılmaz bir emeğin ürünü.

Diğer Şehirler

Bundan önceki şehirler bizim Fas’ta gezme imkanı bulduklarımızdı. Fakat sizlere fikir vermesi açısından basitçe bazı diğer şehirleri de paylaşıyoruz. Bu şehirlerin çoğunu gezen arkadaşlarımız ya da Fas’ta tanıştığımız Türkler önerdi. Biz bu seferlik gezemesek de bir sonraki sefer için mutlaka listemizde olacak olan şehirler bunlar. Fas gezilecek yerler listenize eklemeyi ihmal etmeyin.

Rabat

Fas’ın başkenti. Ayrıca en büyük şehirlerinden bir tanesi. Okyanusa kıyısı ile bir cazibe noktası. Hassan Kulesi, Muhammed V Mozolesi gibi turistik noktaları görülmeye değer.

Kazablanka

1942 yapımı romantik film Kazablanka’dan ismine aşina olduğumuz, Fas’ın en büyük ve en güzel şehirlerinden bir tanesi daha. Özellikle de okyanus kıyısındaki dev camii, Hassan II Camii ile tanıdığımız şehir. Yaz aylarında bile sıcaklığın insaflı olduğu, ayrıca okyanusta serinlemek gibi harika bir imkan sunan güzel şehir.

Tanca

Cebelitarık kıyısında yer alan, Afrika’dan Avrupa’ya selam çakan şehir. Konumu sebebiyle özellikle yaz aylarında oldukça fazla turistin ziyaret ettiği yerlerden bir tanesi.