Aşkın Batı Romantizmine Kafa Tutan Başkenti – Agra Gezi Rehberi

in
Hindistan

Dünyanın en romantik şehri neresi diye sorsam size ne cevap verirsiniz? Venedik mi mesela? Paris mi? New York mu? Roma mı? Siz romantizmden ne anlıyorsunuz bilmiyorum. Ama ben öyle içi boş Avrupai romantizmlerin peşinde değilim. Aşk Agra'da yaşanıyor güzelim. Agra bana ben Agra'ya özelim 🙂

Şu dandik romantizm anlayışlarından ben yıldım. Günümüzün tatsız tuzsuz sığ ilişkileri gibiler. Romantik şehir anlayışınızlarının bu kadar sığ olması bana saçma gelmeye başladı. Neden biliyor musunuz? Dünya üzerinde en gıptayla baktığım aşk Hindistan’da yaşanmış çünkü. 

Bir hükümdarın bilmemkaçıncı karısı olarak ondördüncü çocuğunu doğururken ölmek mi romantizm, böyle mi sevilmek istiyorsun demişti bana Agra’da tanıştığım Hintli bir çocuk. Bu noktada erkolar Allah belanızı versin hepiniz aynısınız demek istiyorum ama şöyle bir detayın da gözünüze çarpması gerekiyor. Şah Cihan gibi bir cihan hükümdarının bilmemkaç tane karısı olsa da içlerinden sadece bir tanesinin Taj Mahal’i var. Diğerlerinin mezarlarının yerlerini geçtim, isimlerini bile bilmiyorsunuz. 

Ne günümüz ilişkilerinde ne de geçmişte kimse tek eşli olmamış, olmamaya da devam edecek. Ama kalbe baktığınız zaman orada sadece 1 kişi vardır her zaman. Mümtaz Mahal, Şah Cihan’ın kalbindeki o kadındı işte. Agra, bir erkeğin bir kadını ne kadar büyük sevebileceğinin en büyük kanıtıdır. Ve böyle sevilmek her kadına nasip olmaz. 

Agra Hakkında

Hindistan’da gezdiğim en pis şehirlerden biri olduğunu net şekilde söyleyebilirim. Ama aynı zamanda Hindistan’da gezdiğim en güzel şehirlerden biri olduğunu da söyleyebilirim. Agra bana göre Hindistan’ın en büyük uçurumlarına ev sahipliği yapan şehir. Taj Mahal gibi görkemli ve ihtişamlı bir yapının etrafının bu kadar tekinsiz ve yoksun hayatlarla çevrili olması beni bu şehirin günlük hayatına dair en çok şaşırtan detay olmuştu. Varanasi‘de yaşamın ölümle iç içe geçmesi gibi Agra’da da zenginlik ve yoksulluk iç içe. 

Bir zamanlar Babür İmparatorluğu’na başkentlik yapmış bir şehir Agra. Sadece Hindistan’ın değil tüm Asya kıtasının tarih, kültür, romantizm ve mimari başkenti. Yamuna Nehri’nin ortadan ikiye ayırdığı bu şehir, pek çoğunuzun romantizm kalıplarını bir hiçe dönüştürecek büyüklükteki o aşkın yaşandığı şehir. 

Agra Gezi Rehberi

Gezilecek çok fazla yeri var mı yok mu, olan da ilginizi çeker mi tartışılır. Devasa bir tarihi miras var Agra’da ama Taj Mahal o kadar görkemli ve güzel ki geri kalan herşeyi gölgede bırakıyor. 

Taj Mahal ve Agra’daki geri kalan herşey aslında birbiri ile doğrudan alakalı. Agra’yı bir bütün halinde değerlendirdiğiniz zaman çok daha anlamlı bir şehir haline geliyor. 

1-Taj Mahal

Dünyanın 7 harikası içerisinde mimari açıdan en başarılı bulduğum ikinci yapı. Fakat manevi değeri asla paha biçilemez. Bir erkeğin bir kadını ne kadar büyük sevebileceğinin ve bir kadın için ne kadar büyük acı çekebileceğinin en büyük kanıtı Taj Mahal. En basit haliyle anlatmak gerekecekse hepimizin bildiği hikaye, Şah Cihan’ın Mümtaz Mahal’e olan aşkından geriye kalan en büyük sembol Taj Mahal. Pietra Dura adı verilen, beyaz mermer üzerine değerli taşlar ile yapılmış bir kakma tekniği kullanılmış, beyaz mermerden inşa edilmiş göz kamaştırıcı güzellikte bir yapı. Taj Mahal. Duvarlar hat sanatları ve Kur’an ayetleri ile dolu. Babür İmparatorluğu’nun görkemli mimari tarzının Pers, Osmanlı ve İslam mimarisi ile mükemmel bir harmanı. Ve ben bu mükemmelliği sadece yüzeysel olarak Şah Cihan-Mümtaz aşkının sonucu olarak anlatmak istemediğim için biraz bu aşkın derinliklerine gireceğim.

Babür İmparatorluğu Tarihinden Küçük Bir Kesit. Şah Cihan ve Mümtaz Aşkı Nasıl Başladı?

Şah Cihan, Babür İmparatorluğu’nun en kudretli hükümdarı olan Ekber Şah’ın torunu. Ekber’in oğlu Cihangir, Şah Cihan’ın babası. Doğum adı Hürrem. Yüz güldüren anlamına geliyor Hürrem ismi.

Cihangir’in 4 farklı kadından 4 oğlu var. Fakat Hürrem’in yeri başka. Cihangir’in babası Ekber Şah’ın kadınlarından Rukiye Begüm bu kadınlar içinde çocuğu olmayan tek kadın. Ekber Şah’ın doğan en son torunu Hürrem, Rukiye Begüm’ün bakımına teslim edilir ve bu yeni doğan bebek, Rukiye Begüm’ün hayatını değiştirir. Onun yüzünü güldürür. 

Hürrem’den 1 yıl sonra, Ercümend isminde bir kız bebek dünyaya gelir. Bu kız bebek, Cihangir Şah’ın tıpkı Rukiye Begüm gibi çocuğu olmayan kadınlarından Nur Cihan’ın yeğeni. Nur Cihan bu iki bebek büyüyüp ergenlik çağına geldiğinde, Hürrem ve Ercümend Banu Begüm’ü tanıştırmaya karar verir. 

Birbirlerine aşık olurlar ve sonra evlenirler. Bu evlilikten çocukları olur. Ardından Hürrem tahta çıkar. Ve Şah Cihan ismini alır. Ercümend, Hürrem’in tek eşi değildir, ama en sevdiği eşidir. Bu yüzden “ayrı tutulan” anlamına gelen Mümtaz adını alır. Yani artık Ercümend-Hürrem çifti değil, Mümtaz-Şah Cihan çiftine dönüşürler. 

Mümtaz, Şah Cihan’a bir sürü çocuk verir. On dördüncüye hamile iken, isyan çıkar. Şah Cihan isyanı bastırmaya gider, Mümtaz da onunla beraber tabi ki. Fakat karnında bebeğiyle gittiği bu isyan bastırma yolculuğu Mümtaz’ın sonu olur. Bebeğini savaş alanında doğururken son nefesini verir. Ve son nefesini verirken Şah Cihan’dan son isteği, anne-babasını unutmaması, kendisi için de hatırasını yaşatacak bir cennet bahçesi inşa edilmesi. 

Şah Cihan, Mümtaz’ın ölümü ile darma duman olur. Sadece kendisi duman olmakla kalmaz, Babür İmparatorluğu’nun geleceğini de duman eder. Lahor’da devam eden ve Babür İmparatorluğu’nu tarımda çok ileriye taşıyacak olan projeler sekteye uğramaya başlar. 

Devamında ise Agra’da mutlaka görülmesi gereken ikinci yere geçeceğiz. 

Çokomelli Not

Taj Mahal’e girişiniz için biletlerinizi önceden almanız çok önemli. Bu link üzerinden hem Taj Mahal hem de Fatehpur Sikri gibi Hindistan’da görülmesi gereken neredeyse her yere biletlerinizi online olarak alabilirsiniz. Yabancılar için Taj Mahal’e giriş bileti içerideki mozole kısmı dahil 1250 Hint Rupisi. Biletlerinizi alırken pasaport numarasına ihtiyacınız olacak. Taj Mahal’e girişte de pasaportunuz yanınızda olsun.

Ayrıca benim size önerim Taj Mahal’e ilk kez gidecekseniz gün doğumunu müteakip Taj Mahal’in kapısında olun. Korkunç kalabalık oluyor çünkü. Bu yüzden bence ilk ziyaretiniz olacaksa sabahın ilk ışıklarını tercih edin.

2-Mehtab Bagh

Yukarıda bahsettiğim hikayedeki son isteklerden ikincisi bu. Taj Mahal’in arka cephesine bakan Yamuna Nehri’nin karşı tarafındaki cennet bahçesi. Pers stili peyzaj mimarisi tarzının yanı sıra bir de üzerine Taj Mahal’i doğrudan gören en güzel manzara noktası. Agra’da yapabileceğiniz en keyifli aktivite Mehtab Bagh’ın manzara noktasından Taj Mahal’i saatlerce izlemek. 

Kelimenin tam anlamıyla cennetten bir köşe burası. Taj Mahal’e doğrudan ve bu kadar berrak şekilde bakıyor olması da onu benim için Agra’daki en özel noktalardan biri konumuna getiriyor. Hele bir de gün batımında. 

3-Agra Fort

Türkçe meali ile Agra Kalesi. Mehtab Bagh romantizminin son bulduğu yerde Agra Kalesi’nin hüznü başlıyor. Agra Kalesi, Mümtaz öldükten ve Taj Mahal inşa edildikten sonra Şah Cihan’ın karısının mezarına senelerce uzaktan baktığı yer.

Ekber Şah’ın zamanında askeri üs ve saray olarak inşa ettirdiği bu zarafet timsali kale tamamen kırmızı kum taşından yapılmış. Şah Cihan ise hayatının son zamanlarını altın kafeste geçireceğini bilmeden o kafesi genişletmiş. Mermer süslemeler ve zarif yapılar ekletmiş. 

İçerisinde pek çok yapı bulunan bu kalenin en önemli kısmı ise Müsemmen Burç. Şah Cihan işte buradan izledi Taj Mahal’i hayatının son günlerinde. 

Şah Cihan’ın Tahttan İndirilişi. Bir Devrin Kapanışı

Mümtaz’ın ölümüyle birlikte hayatı kayan Şah Cihan devlet işlerinden iyice elini eteğini çekince, oğulları konuya el atar. Daha da ötesi birbirleri ile taht kavgasına tutuşurlar. Üzerine bir de babalarının hastalanması iyice bu kavganın ateşine odun atar. 

Oğullarından Alemgir, bu taht kavgasının galibi olur. Geri kalan 3 kardeşini ya tutuklatır ya da öldürür. En son sıra hasta babasına gelir. Alemgir’in kendisini şah ilan etmesiyle birlikte Şah Cihan resmi olarak padişah ünvanını kaybeder. Ve oğlu tarafından Agra Kalesi’nin Müsemmen Burcuna kapatılır. Rivayete göre her sabah ve her akşam karısının mezarına bakarak ağladı burada. 

Kaleye kapatıldıktan sonra, Alemgir kız kardeşini de kaleye, babasının yanına kapattı. Bakımını yapması için. 8 yılın sonunda vefat ettiğinde, Taj Mahal’de, karısının yanına defnedildi. 

Çokomelli Not

Agra Kalesi’ni gezmek uzun sürüyor. Bütün gününüzü almasa bile en azından 2-3 saatinizi alır doya doya gezmesi. O yüzden erken saatlerde gitmek çok kalabalığa kalmadan gezmenizi ya da gün batımına yakın saatte gitmeniz Taj Mahal’in en güzel manzaralarına şahit olmanıza katkı sağlar. 

Giriş ücreti yabancılar için 550 Hint Rupisi. Bu link üzerinden online olarak alabilirsiniz. Kesinlikle online almanızı öneriyorum.

4-Sadar ve Kinari Çarşıları

Agra, sokak lezzeti denemek ve alışveriş yapmak için mükemmel bir yer. Dolayısıyla gerçek anlamda kendinizi Hindistan’da hissetmek isterseniz yapmanız gereken şey buraya gelmek. Ve saatler boyunca bu otantik ortamın tadını çıkartmak. 

Bonus: Fatehpur Sikri

Agra’ya 40 km mesafede, yarım gününüzü ayırarak kolayca gezebileceğiniz bir yer burası. Ve Hindistan’da görülmesi gereken en önemli yerlerden de bir tanesi. Fatehpur Sikri, Babür İmparatorluğu’nun en büyük hükümdarı olan Ekber Şah’ın geçici süreliğine yaşamak üzere kurduğu ve daha sonra terk ettiği bir şehir. 

Hindistan’ın coğrafik olarak çok merkezi bir konumunda. Neredeyse tam merkezde. Buraya bu şehri kurmasının en büyük sebebi, Ekber Şah’ın döneminde Hindu ve Müslüman hanedanlar arasındaki kavgalar. Ekber Şah bu Hindu-Müslüman çatışmalarına hakim olabilmek ve Hindu hanedanlıkları bünyesine katarak topraklarını genişletebilmek peşindeydi. Dolayısıyla burası bütün bunları yönetebileceği en iyi yerdi. 

Bununla da kalmayıp, evlilik bağıyla Hindular ve Müslümanlar arasındaki ilişkiyi mühürlemeye karar verdi. Hindu hanedanlıklarından Rajput Hanedanlığı prensesi Jodha ile evlendi. Ve Jodha’yı hiçbir şekilde din değiştirmeye zorlamadığı gibi, Fatehpur Sikri’de yaşadıkları saraya bir de Jodha için sunak yaptırdı. Namaz kılınan bir saraya bir Müslüman tarafından put diktirilmesi büyük tepki görmüş olsa da, Ekber Şah bu krizi yönetmeyi çok güzel şekilde başarmış. 

Fatehpur Sikri’nin buraya kurulmasının Ekber Şah için manevi bir değeri daha var. Buraya yakın Sikri köyünde Sufi dervişler yaşıyor. Ve Fatehpur Sikri kurulmadan önce, Ekber Şah’ın hala bir veliahtı yok. Bu köyde yaşayan Sufi dervişlerinden Selim tarafından Ekber Şah’a bir erkek evlat müjdeleniyor. Ekber Şah Fatehpur Sikri’yi bu kehanetin ardından daha büyük bir şevk ile kuruyor. Şehrin yapımında taş bile taşıyor hatta. Aradan yıllar geçtikten sonra Ekber’in ilk oğlu bu şehirde doğuyor. Ve adı da kendisini Ekber’e müjdeleyen dervişin anısına Selim koyuluyor. 

Fatehpur Sikri, Babür stili mimarisi ve tarihi değeri ile Hindistan’da mutlaka görmeniz gereken yerlerin bence başında geliyor. Biletlerini diğerleri gibi online olarak kolayca alabilirsiniz. Fiyat 550 Hindistan Rupisi. 

Tags :

Share This Post :

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *