07:10:08 October 24, 2024
Zaten ismi Kaunas olan bir şehirden de ancak bu beklenir. Şu fonetiğe bak, Kuuuooonaz. Böyle dolu dolu paganizm. Pagan tanrısı kokusu geliyor insanın burnuna. Kaunas kelimesinin anlamı Paganizmde bilmem ne tanrısı deseler “ha öyle mi, çok manidar” derim ben. O kadar pagan.
Gel gelelim bu isim aslında bir Pagan tanrısına da ait değilmiş. Lakin öyle olsaydı bence güzel hikaye olurdu. Litvanyalı yetkililere sesleniyorum. Bu işe bence el atmalısınız. Uydurun işte bir Pagan tanrısı, yanına bir de bu tanrıyla ilişkili bir efsane çakın olsun bitsin. Severiz biz böyle hikayeleri.
Tamam belki çok paganist ya da epik bir isim hikayesi yok ama onun da kendince bir hikayesi var elbette…Kaunas isminin bir kişiye ait olduğu rivayet ediliyor ama kişinin kim olduğuna dair kesin bir bilgi yok. Zamanında Kaunas Kalesi’nde yaşamış hükümdarlardan birinin ismi olduğuna dair tevatürler var.
Litvanya’nın ikinci, Baltık kentlerinin dördüncü en büyük kenti Kaunas. Litvanya’nn kültürel, akademik ve ekonomik olarak başkenti burası.
Her Baltık şehri gibi bu şehre de bir zamanlar Sovyet eli değmiş. Bolşevik İhtilali sırasında bu şehir o kadar zarar görmüş ki, Naziler şehri işgal ettiğinde hiç direnmeyip hemen teslim olmuş. Naziler karargah kurmuşlar buraya. Baltık işgali Kaunas’tan yönetilmiş.
1944 yılında Ruslar yeniden güç kazanmaya başladığı dönemde, Rus işgaline karşı büyük bir direniş başlamış. Ama tabi ki Rusların şehri yeniden ele geçirmesinin önüne geçilememiş. Bölge Rus etkisi altında kalmış olsa da, Rus hakimiyeti burada istenen birşey değil ve pek de sevdikleri söylenemez.
Hatta öyle ki ünlü basketbol takımı Zalgiris Kaunas, CSKA Moskova’nın karşısına çıkarılacak ve onu yenecek bir takım olsun diye kurulmuş.
Bir gün içerisinde rahatlıkla gezip bitirebileceğiniz ama iyi ki görmüşüm diyeceğiniz kadar da güzel bir şehir Kaunas. Eğer bu bölgeye geldiyseniz es geçmemeniz gereken bir şehir burası. Gezilecek yer az diye küçük görmeyin.
Ortaçağ döneminden kalma bu kale, Kaunas ile birlikte civardaki diğer şehirleri ve ticaret yollarını da korumak amacıyla inşa edilmiş. Tam inşa tarihi bilinmese de tahminen 14.yy ortaları olduğu düşünülüyor.
Kaleden geriye de aslında pek bir şey kalmamış. Yine de kalan kısım görülmeye değer mi diye sorarsanız da cevabım kesinlikle evet olur.
Hatta kaleyi gezdikten sonra etrafındaki parkta da tatlı bir yürüyüş yapmanız tavsiye olunur.
Kendi lisanlarında Rotušės Aikštė yani beyaz kuğu olarak anılıyor bu bina. 16.yy’da bir Pagan tapınağının üzerine inşa etmişler. Old Town bölgesinin tam ortasında konumlandırılmış bir bina olduğu için etrafında çok sayıda kafe ve restoran var. Meydan da oldukça keyifli.
Bak bu ilginç ismin hikayesi bir Pagan tanrısına dayanıyor mesela. Zaten Ortaçağ stili o seksi mimarisiyle beni benden aldı bu kızıl ejder.
Perkünas aslında Litvanya Paganizminde fırtına, gökgürültüsü, şimşek ve bilumum meteoroloji tanrısı. Zamanında bu evde yapılan yenileme çalışmaları esnasında evin duvarlarında Perkünas’ı sembolize eden çizimlere rastlanınca, evin adı Perkünas Evi olarak kalmış.
Evin asıl varoluş amacı, Kuzey Almanya’da kurulan ve daha sonra Avrupa’nın kuzeyine yayılan bir ticari komünite olan Hansa Birliği’nin Kaunas’taki irtibat ofisi olmak.
Ben şahsen sırf bunu görmek için bile yolumu uzatır, Kaunas’a gelirdim şahsen. Dünyanın en ilginç ve tematik müzelerinden bir tanesi zira.
Şeytana neden müze yapılsın ki ne alaka diyecek olursanız, şeytan Litvanya’da kötü bir karakter olarak kabul görmüyor. Aksine yerleşik düzene geçişi sembolize ediyor ve yerleşik hayatın koruyucusu kabul ediliyor. Bu yüzden Litvanya’da pek çok evde şeytanı sembolize eden bir obje muhakkak görürsünüz.
Bu müze Litvanyalı bir ressamın devasa koleksiyonu. Şeytanı sembolize eden her türlü objeyi, dünyanın her yerinden toplayıp getirmiş. Venezuela’nın Corpus Christi’sinden, Hindistan’ın Shiva’sının bilmemkaçıncı avatarına kadar aklınıza gelebilecek her türlü şeytanın tasviri var. Ve çoğunluğu çok ciddi el işçiliği. Sadece biblolar değil, üzerinde şeytan sembolleri olan porselen yemek takımı gibi objeler de var. Bir binanın 3 katını kaplayabilecek kadar büyük bir koleksiyondan bahsediyoruz.
İçerideki objeler korkunç değil, aksine bazılarını baya sevimli de buldum.
Giriş ücreti 8 Euro (2024 fiyatı).
Şehrin en popüler 2 caddesinden bir tanesi. Alışveriş, gece eğlencesi, kafe, bar gibi turistik anlamda isteyebileceğiniz her şey var bu caddede. Ayrıca az sonra bahsedeceğim şehrin ikinci en popüler caddesine göre daha tarihi bir cadde.
Burası da diğer popüler cadde. Ama burası çok daha modern tabi ki. Görülmeye değer mi sizin takdirinize bırakırım. Ama alışveriş seviyorsanız kesinlikle uğramanız gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca çok güzel mekanlar da var burada. Mekan keşfi yapmak isteyenler kesinlikle bu caddeyi bir boy yürümeli.
Bu sitede yayınlanan hiç bir yazı izin alınmadan paylaşılamaz veya coğaltılamaz.
Copyright © 2024. All rights reserved
